İngiltere nerede, Falkland adaları nerede?
Bu sorunun sorulduğu ilk tarih 1833.
İngilizler ilk kez 1833’te Arjantin’in Malvinas adalarını işgal ettiler ve Falkland adıyla kendi egemenlik alanlarına kattılar.
Soru, ikinci kez 1982 yılında gündeme geldi.
Arjantin’deki cunta yönetimi adalara asker çıkardı, İngiltere donanmayı gönderdi ve ciddi bir savaş yaşandı.
İngilizler perişan oluyorlardı ki, Fransa ve ABD desteği sayesinde adaları ellerinde tutabildiler.
Yıl 2012. Son savaştan bu yana 30 yıl geçti.
Ve 30 yıl sonra İngiltere’nin, oralarda ne aradığı nihayet ortaya çıktı.
Bir İngiliz petrol şirketi, adaların çevresindeki sularda petrol aradı ve 8,3 milyar varillik rezerv bulunduğunu saptadı.
Bu kadar büyük bir rezervin İngiltere’nin petrol üretimini üçe katlayacağı hesaplandı.
İngilizler sevinçten uçuyordu.
Büyümesi, istihdamı, yatırımı, finansı yerlerde sürünen Londra’ya, imparatorluk dönemlerindeki gibi, denizaşırı sömürgesinden büyük bir fırsat sunulmuş oluyordu.
Oluyordu da, ne Arjantin eski Arjantin’di, ne de Güney Amerika, eski Güney Amerika’ydı.
2003 yılında Nestor Kirchner’in başkanlığıyla birlikte Arjantin, Falkland sorununu yeniden etkinleştirmiş ve uluslararası kamuoyunun önünde “haklı bir talep” olarak sık sık dile getirmeye başlamıştı. İngilizler petrol aramaya girişince de, halk ayağa kalkmıştı.
Şimdiyse, sık sık eylem var Arjantin’de.
Tüm siyasi partiler de alanlara inmiş durumda.
Arjantin halkı, İngiltere’nin bölgedeki varlığını son derece anlamsız buluyor.
Falkland adalarının işgali için “Tam bir skandal! Dünya artık bu saçmalığa bir son vermeli” düşüncesi, herkesin kafasında, dilinde ve meydanlarda çığlık halinde.
Ve arkalarında, eskiden olmayan, müthiş bir Güney Amerika desteği var.
Nikaragua dışında kıtanın tüm ülkeleri Arjantin’i destekliyor.
Venezüella’da Chavez konuşuyor, “İmparatorluk çağı bitti sayın Kraliçe” diyor.
Sadece Ortadoğu ve Asya değil, Güney Amerika da isyanlarda artık.
Batılılar’ın, örneğin Arjantin’de, “Arap baharı” filan diyerek İngiltere karşıtlığını kontrol altına almak gibi bir şansları da hiç yok üstelik.
Anlaşılan, alevler bir yerden başladı mı, oradan oraya sıçraya sıçraya, tüm dünyayı işte böyle sarıyor.
