I. Dünya Savaşı‘ndaki ağır yenilgi sonrası monarşinin ayakta kalamaması ve neticede Kayzer II. Wilhelm‘in Hollanda’ya kaçması üzerine kurulan Weimar Cumhuriyeti, Almanya ve Almanya’nın Dış Politikası için yeni bir dönemin kapısını aralamıştır.
Weimar Cumhuriyeti
Weimar Cumhuriyeti, Almanya‘nın ekonomik, siyasal ve kültürel çalkantılar içerisinde bulunduğu bir dönemde kurulmuş olmasına karşılık bu süreçte Almanya‘nın dış politikasında önemli başarılar elde edilmiştir. Şüphesiz bu başarıların altındaki imzanın sahibi, dış politikayı bizzat yöneten Gustav Stresemann idi.
Gustav Stresemann Yönetiminde Almanya
Alman siyasetçi ve devlet adamı Gustav Stresemann, I. Dünya Savaşı sonrasında Almanya‘nın içine düştüğü vahim durum karşısında Almanya‘nın dış politikasını yeniden inşa ederek, Almanya‘yı tekrar güçlü bir konuma getirmek için çabalamıştır. Stresemann, özellikle Fransa ve Rusya ile sıcak ilişkiler geliştirerek savaş sonrası oluşturulan statükoyu Almanya lehine değiştirmeyi başarabilmiştir. Özellikle, Fransa ile imzalanan Lokarno Antlaşması, Gustav Stresemann‘ın önemli bir başarısı olarak değerlendirilmektedir.
Weimar Cumhuriyeti döneminde, Gustav Stresemann koordinatörlüğünde yürütülen Alman Dış Politikası, Almanya adına önemli başarılar kazanmıştır. Öyle ki, Adolf Hitler‘i ve II. Dünya Savaşını görecek olan Alman halkı, bu dönemi “yirmilerin altın yılları” olarak anacaktır.
Not: Bu maddenin hazırlanmasında Prof. Dr. İbrahim Canbolat’ın “Almanya’nın Dış Politikası” adlı kitabından yararlanılmıştır.