Libya’ya, İngiltere, ABD, İtalya ve Fransa 18 Mart 2011 cuma günü, Muammer Kaddafi(Muammar Ebu Minyar el-Kaddafi)’nin orantısız güç kullanımına karşı bir operasyon düzenlemişti. Birleşmiş Milletler (BM) Mevzuatı, 1.maddesinin III. paragrafına göre; “Ekonomik, sosyal, fikri ve insani nitelikteki uluslararası davaları çözerek ve ırk, cins, dil veya din farkı gözetmeksizin herkesin insan haklarına ve temel hürriyetlerine karşı saygıyı geliştirerek ve teşvik ederek, uluslararası işbirliğini gerçekleştirmek.” bu madde BM’in Libya’ya müdahalesi için kaynak oluşturamaz.
Ama BM‘in 2.maddesinin VII. paragrafına göre; “İşbu Andlaşmanın hiçbir hükmü, ne özü itibariyle bir Devletin ulusal yetkisi içinde bulunan işlere, Birleşmiş Milletlerin müdahalesine cevaz verir, ve ne de Üyeleri, bu gibi işleri, bu Andlaşma gereğince bir çözme tarzına bağlamaya zorlar; bununla beraber, VII. Bölümde düzenlenen zorlama önlemlerinin uygulanmasına bu ilke hiçbir biçimde halel getirmez.” bu paragraf itibariyle BM’in olası bir müdahalesi meşru sayılmaktadır. Herhangi bir uyuşmazlık olduğunda BM’ye görüşme, tavsiyede bulunma yetkisi vermektedir.
BM’in askeri gücü olmadığı için, Libya’ya operasyonu NATO’ya devretmiştir. BM Mevzuatı, Madde24/I’e göre; “Örgütün çabuk ve etkili hareket etmesini sağlamak için, Üye Devletler, Uluslararası barış ve güvenliğin korunmasının başlıca sorumluluğunu Güvenlik Konseyi’ne verirler ve Güvenlik Konseyi’nin, bu sorumluluğunun kendisine yüklediği görevleri yerine getirirken, kendi adlarına hareket ettiğini kabul ederler.”
BM Mevzuatı VII. Bölüm, 39. madde itibariyle; Güvenlik Konseyi’ne tespit yetkisi vermektedir. Bu tespite istinaden BM Mevzuatı, 41. ve 42. maddenin hangisinin ceza terdibi olarak uygulanacağı hakkını yaratmaktadır. BM Mevzuatı, 40 maddeye göre; “Durumun kötüleşmesine engel olmak üzere, Güvenlik Konseyi, 39. madde gereğince tavsiyelerde bulunmadan veya alınacak önlemleri kararlaştırmadan önce, ilgili tarafları, gerekli veya temenniye değer gördüğü geçici önlemlere riayete davet edebilir Bu geçici önlemler herhangi bir şekilde, ilgili tarafların haklarına, iddialarına veya durumlarına halel getirmez. İşbu geçici önlemlerin yerine getirilmemesi halinde, Güvenlik Konseyi bu durumu gerektiği gibi dikkate alacaktır.” BM Libya’ya müdahalesinde bu maddeye başvurulmamıştır.
BM, 40. maddeye istinaden ceza tertiplerine başvurmuştur. 42. madde ile de askeri müdahale yetkisini kullanmıştır. BM Mevzuatı 42. madde ise şu şekildedir; “Güvenlik Konseyi, 41. maddede belirtilen önlemlerin uygun olmayacaklarına veya uygun olmadıklarının sabit olduğuna hükmederse, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasını veya yeniden tesisi için, hava, deniz ve kara kuvvetleri aracılığıyla gerekli gördüğü her türlü teşebbüse geçebilir. Bu teşebbüse, nümayişler, abluka önlemleri ve Birleşmiş Milletler Üyeleri’nin hava, deniz veya kara kuvvetleri tarafından yapılacak başka hareketler dahil olabilir.”
Libya’ya yaptırım kararı alınmıştır, devlete silah satışı, mühimmat satışı, yasaklanmıştır. Kaddafi’nin seyahat hakları askıya alınmıştır, diğer ülkedeki hesapları dondurulmuştur. Uluslararası ceza mahkemesi’ne suç duyurusunda bulunulmuştur. BM’in bu mevzuattaki yer alan maddeleri’nin birkaçını uygulamadan Libya’ya müdahalesi, Kaddafi’nin sivil halka orantısız güç kullanmasından kaynaklanmaktadır. İşin hukuk dışı boyutu ise; Çin ve Rusya bu müdahaleyi kınamaktadır. Güvenlik Konseyi toplantısında; karar alma, davet, anlaşma aşamasında istedikleri taktirde veto yetkilerini kullanabilirler.
Libya’ya müdahalenin Türkiye’ye yansımalarını incelemek gerekirse; BM üyesi olan Türkiye için, BM kararları biçimsel olarak Türkiye’yi bağlamaktadır ama devlete doğrudan uyma hükmü yaratıyor mu, bu belirsizdir. BM’in Nato’ya yetki devri söz konusu olduğu için, Türkiye’nin önemli bir üssü olan Adana İncirlik’in kullanılıp kullanılmayacağı ise akıllarda soru işaretidir.
Elif Akın
elif@politikakademi.org