I. Uludağ Uluslararası İlişkiler Konferansı‘nda ASAM Genel Koordinatörü Doç. Dr. M. Seyfettin Erol, “Kafkasya’nın değişen jeopolitiğinde Türkiye-Azerbaycan İlişkilerinin Geleceği” adlı sunumunda, Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin konjektürel, dönemsel bir sorunu olduğunu, ama yapısal bir sorunun olmadığını söylemiştir. Dönemsel sorunlarının ihmalinin ağır olduğuna dikkat çekmiştir.
EROL, “Sovyetler Birliği’nin dağılması dondurulmuş krizlerin ortaya çıkmasına bir sebeptir. Diğer bir dönüm noktası ise 11 Eylül’dür. ABD’nin 1996’da, ‘First Russia’ politikalarını bırakması, radikal adımların atılmasına sebebiyet vermiştir. ABD’nin 2003 yılında Gürcistan’a müdahalesi bunun somut bir göstergesidir. Ağustos 2008’de ise Rusya-Gürcistan savaşı ile birlikte nispeten batının manevra kaabiliyeti önemli ölçüde darbe yemiştir. Bu dönemden sonra belirsizlik söz konusu olmuştur” demiştir.
Türkiye-Azerbaycan ilişkileri normalleşme süreci ile her şeyin temelinde Güvenlik sorunu vardır, diyen EROL, normalleşme sürecine kadar Azerbaycan ile entegrasyon süreci içinde olunduğunu, kamuoyunda sıfır noktası olarak bilinen bu sürecin böyle olmadığına dikkat çekmiştir. Azerbaycan olmadan Türk dünyası kurulamaz, demiştir.
Türkiye ile Azerbaycan arasındaki sorunları çözmek için birlikte strateji geliştirmek zorunda olduğuna vurgu yapan EROL, çözüm yolunda her iki ülkenin başkentleri ve arka planlarındaki diğer büyük başkentler olduğunu söylerek her türlü provokasyona karşı tarafların açık olması gerektiğini bu durumun her iki devletin ortak geçmişine faturalandırılmaması gerektiğine, ikili ilişkilerde güven sorunu olmadığına dair, net mesajlar verilmesi gerektiğine dikkat çekmiştir.
Son olarak, EROL; “Moskova ikili oynamaktadır. Faturasını ise Türkiye ödemektedir. Azerbaycan ile ilişkilerimizi, dilimizi geliştirme yoluna gitmeliyiz, şu da bir gerçektir ki Azerbaycan’ın arkasında Rusya yoktur. Güçlü bir Türkiye olursa, güçlü bir Azerbaycan, güçlü bir Azerbaycan olursa, güçlü bir Türkiye olur.” demiştir.