İngiliz Gazetelerinde “Suriye” Özeleştirisi
Connect with us

Avrupa

İngiliz Gazetelerinde “Suriye” Özeleştirisi

Yayınlandı

on

İngiliz gazeteleri, beklenmedik bir biçimde, Suriye’den gelen haberlerin güvenilirliği konusunda tartışma başlattı.

Tartışma, İngiliz basınının Suriye haberlerindeki yalanlar ve yanlışlar nedeniyle kendi içinde giriştiği bir özeleştiriydi aynı zamanda.

Tanınmış gazeteci Patrick Cockburn Independent on Sunday’deki yazısında şöyle diyordu:

“Hiç bir gazeteci sadece ’güçlü söylentilere’ dayanarak katliam, işkence ve toplu tutuklama haberleri yapamaz. Her televizyon, gazete ya da radyonun editörü bu tür bir haberi reddeder.

Ama ya, gazetecimiz ’söylenti’ sözcüğünü çıkarıp yerine ’YouTube’ ya da ’blog yazarı’ kelimesini koyarsa? En azından son zamanlardaki deneyimimiz gösteriyor ki, editörler buna onay vermekle de kalmayıp muhtemelen gazeteciyi interneti akıllıca kullandığı için tebrik ediyorlar.”

x

İngiltere’de BBC ve diğer televizyon kanalları her akşam Suriye’den kargaşa görüntüleri yayınlıyorlar ama bunların doğru olup olmadığını bilmediklerini söylüyorlar.

Evet, doğru açıdan çekildiğinde küçük bir gösteri büyük gösterilebilir.

Bir kentin bir sokağındaki çatışma, onlarca kasabadaki çatışmalara kanıt olarak yayınlanabilir.

Libya’da öyle olmadı mı?

Cockburn, Suriye’deki Esad karşıtlarının da Libya’da olduğu gibi Batı’nın kendileri için bir askeri müdahalede bulunmasını istediklerini belirterek, “internetten pompalanan dezenformasyon bulutunun altında bunun yattığını” söylüyor.

x

Patrick Cockburn, içinde bulunduğu medyayı sorgularken yalnız değil.

Guardian yazarı Jonathan Steele de dünkü makalesini bu konulara ayırmış.

Suriye haberlerinde bir propaganda savaşı yaşandığını ve Batı medyasının bu savaşın ön saflarında yer aldığını kaydeden Steele’in eleştirisi şöyle:

“Saygın bir kamuoyu araştırması, çoğu Suriyeli’nin Beşar Esad’ın Cumhurbaşkanı olarak kalmasını desteklediğini gösteriyor. Sizce bu büyük bir haber olmaz mı?

Özellikle de, Suriye’deki krizle ilgili egemen anlatımdan farklı bir şey söyleniyorsa ve medya için beklenmeyen bir olgu, açıkça görülenden daha çok haber değeri taşıyorsa…”

Ne var ki, YouGov adlı kuruluş tarafından yapılan araştırmanın Batı ülkelerinin gazete ve televizyonlarında ve diğer medya araçlarında esamisi bile okunmamış.

Steele yanlı yayınların Arap Birliği’nin misyonuna da zarar verdiğini ileri sürüyor:

“Misyona karşı çıkanlar büyük olasılıkla, gözlemcilerin şiddetin artık sadece rejim güçlerinden kaynaklanmadığını, barışçıl gösterilerin ordu ve polis tarafından acımasızca bastırıldığı imajının aslında yanlış olduğunu rapor etmesinden kaygılandılar.”

x

Guardian yazarı, makalesinde Türkiye’nin Suriye politikasını da değiniyor.

Jonathan Steele, Türkiye’yi, ABD’de Reagan’ın başkanlığı döneminde, Nikaragua’daki solcu Sandinista rejimini devirmek için Kontralara topraklarını açan Honduras’a benzetiyor.

İlginç!

İlginç bir şey daha var:

Tüm bu makaleler ve haberler, tüm dillerde, BBC tarafından, günah çıkarırcasına, dünyanın her köşesine yayılıyor.

Devamını Oku
Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Copyright © 2022 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır. İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.