Birkaç Hafta Mı, Daha Uzun Yıllar Mı?
Connect with us

Makale Analiz

Birkaç Hafta Mı, Daha Uzun Yıllar Mı?

Yayınlandı

on

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu,  Beşar Esad’a ve Suriye’deki rejime ömür biçmiş.  Demiş ki, “Artık bu süreci yıllarla ifade etmek yerine aylar veya haftalarla ifade etmek gerekir.”

Davutoğlu, iddiasını güçlendirmek için de örnek vermiş: Irak’ta rejimin iki yıl, Mısır’da bir yıl dayanabildiğini anımsatmış. Araya Bosna’yı da katmış, orada da üç yıl sürdüğünü yinelemiş. Ancak Bosna çok farklı bir süreç…

***

Ne var ki Irak’la, Mısır’la karşılaştırma yapılabilir. Yapılabilir de, tıpatıp aynı şeyler değil.

Örneğin Irak… Irak işgal edildiğinde Saddam yapayalnızdı. Arkasında ne Rusya, ne Çin, ne de İran vardı.

Mısır’da Mübarek’in durumu çok daha ilginçti. Mübarek arkası en kuvvetli liderlerin başında geliyordu. ABD’nin desteklediği bir lider, öyle kolay kolay yıkılır mıydı?

Ama Washington, Müslüman Kardeşler’le anlaşarak Mübarek’i harcayıverdi. Eh, başka destekçisi olmadığına göre de bir hayvan gibi demir kafese konulmasına kimse itiraz etmedi.

***

Ama Suriye öyle değil. Suriye, ne Irak’a, ne Mısır’a, ne Libya’ya benziyor.

Esad’ın durumu da çok farklı.

Nedeniyse Rusya, Çin ve İran’ın varlığı.

Rusya ve Çin, Ortadoğu’da ilk kez böylesine kararlı bir şekilde başkaldırıyorlar Amerika’nın müdahale politikalarına.

BM kararlarını ve uluslararası hukuku savunan çizgilerini de hiç bozmadan sürdürüyorlar savaşımlarını.

Rusya ve Çin’in Suriye’yi savunurken izledikleri strateji ABD ile müttefiklerini barışa karşı, savaşçı, saldırgan, işgalci konumda gösteriyor.

Batı medyası sabah akşam enformatik destek verse de, ortaya çıkan “imaj” böyle.

Çünkü arada sırada, kendi gazete ve televizyonlarında öyle haberler üretiyorlar ki, ister istemez, Esad’a hak vermek durumunda kalıyor Batılılar bile.

***

Özgür Suriye Ordusu denilen güruhun tamamen yabancı teröristlerden ve paralı askerlerden oluştuğunu, Suriye halkının gerçekte ulusal kurtuluş savaşı verdiğini öğreniyorsunuz Batı medyasından.

Afganlar, Libyalılar, Sudanlılar, Türkler, Çeçenler, Suudiler…

Geçen hafta Independent’ın Ortadoğu muhabiri, ünlü İngiliz gazeteci Robert Fisk, Halep’ten gönderdiği haberde sıralıyordu bu kimlikleri.

***

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun yaptığı tahminin, yukarıda kısaca değinilen nedenler düşünüldüğünde, doğru çıkmasını beklemek gerçekçi değil

Esad, eğer bir suikasta kurban gitmezse, koltuğunu daha uzun süre koruyacak gibi görünüyor.

Bunda Rusya’nın, Çin’in, İran’ın desteğinin yanı sıra ABD, İngiltere ve Fransa’nın yaptığı hataların da büyük payı var.

Örneğin, Suriye muhalefetinin kimlerden oluştuğu bile meçhul.

Bir sürü grup var ve her grubun ayrı patronu var.

ABD, İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan, Katar… Hepsi ayrı telden çalıyor.

Bu gidişle Türkiye, Esad’la daha uzun yıllar yan yana yaşamak zorunda kalabilir.

Rusya’da savunan değil,

saldıran dış politika talebi

 

“Yazık ki dış politikamız hâlâ saldırıdan çok savunma ağırlıklı. (…) Neden Avrupa Birliği gibi davranmıyoruz? Örneğin, bir karar alalım, Şangay İşbirliği Örgütü ülkeleri Suriye’ye gözlemci göndersin. Orada bir birim kuralım ve ortak bir barış gücü oluşturalım. Böylece olaya dahil oluruz. Ve Amerikalılara, ‘Gidin sorunlarınızı kendi bölgenizde, okyanusun diğer yanında çözün’ deriz.” (Rusya Jeopolitik Sorunlar Akademisi Başkanı Orgeneral Leonid İvaşov/Aydınlık gazetesi/24 Ağustos 2012)

Devamını Oku
Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Copyright © 2022 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır. İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.