Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik serüveninin uzaması, halkın bu yöndeki istekliliğini azalttı. İktidara geldiği ilk yıllarda Avrupa Birliği’ne üyelik vizyonu olan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bu konudaki kararlığı da yaşanan krizler ve Kıbrıs Rum Kesimi’nin birliğin dönem başkanı olması nedeniyle yok olmaya başladı. İşte bu ortamda Türkiye’nin yüzünü Batı’ya değil de Doğu’ya dönmesi gündeme geldi.
Biz de Politik Forum’un ikinci haftasında okuyucularımıza bu konudaki görüşlerini sormak istedik:
Türkiye Yüzünü Doğu’ya Mı Dönmeli?
Cevabınız her ne olursa olsun aşağıdaki yorum bölümüne gerekçenizle birlikte belirtmenizi istiyoruz. Böylelikle sağlıklı bir tartışma ortamı doğacağını ve yanlış kararların önüne geçilmesini umuyoruz. Evet, şimdi söz sizde…
Güven Kurtuluş
23/10/2012 at 16:43
Sakallı Celal demişti Türkiye doğuya doğru giden bir trende batıya doğru koşmaya çalışıyor diye. Bence durum artık tam tersi. Türkiye batıya doğru mecburi istikamette hızla giderken camdan elini uzatıp, doğuda kalanlardan bir iki şey yakalamaya çalışıyor; başarıyor veya başaramıyor, belirsiz. Yakaladığı, atasından kaptığı bir iki şey gittiği yerde işine yarayacak mı? O da belirsiz.
Yanlız bu Türkiye’ye has bir durum mu? Hiç alakası yok.. Bu post-modern durum.. Batı bile eski dünya hikayelerine her zamankinden daha büyük bir ilgiyle yaklaşıyor. Hatta şunu da iddia etmek gerek: Türkiye’deki bir kısım doğucular bile gayet modernitenin içinde serpilmiş post-modern bir kafayla doğuyu yorumluyorlar da doğuya öyle methiyeler düzüyorlar.
Şunu açıkça belirtmek lazım ki modernleşicem diyorsan doğu diye bir alternatifin yok. Önce batının imbiğinden geçersin daha sonra üzerine atadan kalma motiflerini işlersin. Bu yola giden taşları batı koydu.. Ben kendi yolumu inşa ederim söylemi fantastik edebiyata malzeme olabilir.
Haa, ben doğu özümü kaybetmek istemiyorum, doğulu olarak kalmak istiyorum bunun bir ihtimali var mıdır? Vardır.. Modernleşmezsin olur biter..
Bünyamin Atmaca
23/10/2012 at 18:14
Türkiye, yüzünü dört yöne de aynı anda aynı titizlikle dönmelidir. Doğu’dan da Batıdan da, Kuzey’den de Güney’den de alacağı ve vereceği çok şey vardır.
Bir dünya devleti nasıl olması gerekiyorsa Türkiye öyle olmalıdır. Manevi hazineleri de maddi hazineleri de buna elverişlidir. Türkiye, her dine, mezhebe, felsefi inanca,ırka, saygı ve hoşgörü temelinde yaklaşabilecek yegane ülkedir. Dünyaya verecek çok mesajı vardır. Türkiye, hiç bir zaman tek konuşan, tek söyleyen, tek başına hareket eden kibirli küresel güçlere asla benzememelidir.
Ülkeme inanıyorum. Hataları olsa da dönebileceğine, telafi edebileceğine inancım sonsuz. Hürmetlerimle.
Bünyamin Atmaca
Uluslararası Ticaret ve Politika Araştırmacısı
Twitter: @Bunyamin_Atmaca