ABD'de Lobi ve Lobicilik
Connect with us

ABD

ABD’de Lobi ve Lobicilik

Yayınlandı

on

Lobi ve lobiciliği anlamak için öncelikle “baskı grubu” kavramı üzerinde durmak gerekiyor. Baskı grubu, genel anlamda, herhangi bir devlette karar verici makamları, herhangi bir toplum kesiminin çıkarları doğrultusunda değiştirmeye çalışan kurum, kuruluş ve örgütlenmeleri ifade etmek için kullanılmaktadır.

Baskı grupları Amerika Birleşik Devletleri’nde lobiler olarak kendisini göstermektedir. Karar alma sürecinin doğrudan aktörü olmamakla beraber, kararlar üzerinde büyük bir etkiye sahip olan baskı grupları bu ülkede genel anlamda lobiler olarak tanımlanmıştır. Yani, baskı gruplarının bir aracı olan lobicilik, Amerika Birleşik Devletleri özelinde anlam genişlemesi yaşamış ve lobi kelimesi “baskı grubu”nu ifade etmek için kullanılmaya başlanmıştır. Yani baskı gruplarının doğrudan yasama organını etkilemek için kullandıkları birebir etkileme yöntemleri anlamındaki lobicilik Amerika Birleşik Devletleri’nde artık hemen hemen her grup tarafından kullanıldığından bu kavram aynı zamanda baskı gruplarının bizzat kendilerini ifade etmek için de kullanılmaya başlanmıştır.[1]

Prof. Dr. Tayyar Arı “lobi”nin tanımını şu şekilde yapmaktadır: “Lobi, karar alıcıların belli politikaları benimsemelerini ve uygulamalarını sağlamak amacıyla girişilen etkileme faaliyetidir. Bunlar bir grup, bir şirket veya bir yabancı ülke adına hareket ediyor olabilirler.[2]

İster baskı grubu denilsin, ister lobi, bu örgütlenmelerin diğerlerinden ayırt edilmelerini sağlayan önemli özellikleri bulunmaktadır. Bir örgütün baskı grubu (ya da lobi) olup olmadığını anlamak için Jean Meynaud’a göre önemli bir kıstas ilgililerdeki, kamu güçlerinin kararlarını etkileme istemidir.[3] Meynaund, bu istem ortaya çıktı mı ele alınan kuruluş, baskı grupları sıfatına girer görüşünü savunmaktadır.

Prof. Dr. Tayyar Arı ise lobilerin siyasal partilerle benzer olduğu yanılgısına düşülmemesi için şu ayrımı yapmaktadır: “Çıkar ve baskı grupları siyasi partilerle karıştırılmamalıdır. Her ne kadar ikisi de katılımcı demokrasi için son derece önemli ve toplum ile hükümet arasındaki iletişimin kurulmasında bir köprü işlevi görmekteyse de baskı grupları oldukça farklı siyasal örgütlenmelerdir. Siyasal partiler esas olarak iktidarı ele geçirmek amacıyla kurulmuş teşkilatlar olup hükümete bizzat var olmak isterler. Baskı gruplarının amaçları ise sadece siyasal iktidarı etkilemeye çalışmaktır.[4]

Hükümetin kararlarını kendi lehlerinde değiştirmek isteyen lobiler, hedeflerindeki kişi veya kişilerle genelde bilgi alışverişi sağlayarak lobicilik yaparlar. Lobicilik faaliyetleri birbirinden oldukça farklı araçlarla da sürdürülmekteyse de tüm bu araçları iki başlık altında toplamak mümkündür. Bunlardan biri doğrudan lobicilik diğeri ise kamuoyunda imaj oluşturarak, kitleleri ve basını etkileyerek dolaylı yoldan sonuç almaya yönelik “grass roots”[5] hareketi olarak da ifade edilen dolaylı lobiciliktir. Dolaylı lobicilik halk arasında propaganda, kamu diplomasisi, halkla ilişkiler, kamuoyunu bilinçlendirme veya kamuoyunu yönlendirme olarak da bilinmektedir.[6]

Jean Meynaud ise lobilerin baskı yöntemlerini beş başlık altında incelemiştir. Meynaund’a göre lobiler; inandırmaya çalışır (Baskı gruplarının çok doğal olarak uygulamayı düşündükleri etki araçlarından biri, istediklerinin yerindeliğine yetkili makamı inandırmaktır), tehdit eder (Parlamenterlere karşı öteden beri yapılan tehdit, bazen ‘yeniden seçilmeyeceklerini’ kendilerine söyleyerek yapılan ‘şantaj’dır), parayı kullanır (Bu kaynaklar, çeşitli sorumluları borçlu durumda ya da sadece minnet altında bulundurarak gruplara bağlama olanağını yaratırlar), Hükümetin icraatlarını baltalar (En başta kamu kuruluşlarıyla işbirliği yapmayı reddetmektir. İkinci biçim de finansal bunalımlar ‘yaratacak’ Maliye ve Hazine üzerinde baskı yapmaktır.)  ve son olarak da doğrudan eylemler yapar. (Bunun çıktığı kimi hallerde ilgililerin amacı hükümeti baltalamak değildir ama varılan sonuç bundan pek uzak sayılmaz. Bu taktiğin imtiyazlı yöntemi, grevdir.)[7]

 

Lobiler tartışmalı yöntemlerine karşın, en azından Amerika Birleşik Devletleri’nde, faaliyetlerini yasalar çerçevesinde ve meşru biçimde yürütmektedir. Amerika Birleşik Devletleri Kongresi Lobilerle ilgili önemli yasalar çıkartmıştır. Bunlardan birisi “Yabancı Temsilciler Yasası” bir diğer ise “Federal Lobi Yasası”dır.

1938 tarihli “Yabancı Temsilciler Yasası” II. Dünya Savaşı öncesinde Amerika Birleşik Devletleri’nde Nazi propagandasının artması üzerine kabul edilmiştir. Bu yasaya göre yabancı ülkeler adına lobicilik yapanların bunu kimin adına yaptıklarını, ne tür faaliyetlerde bulunduklarını ve harcamalarını açıkça açıklıkla belirtmeleri istenmiştir. Yasada 1966’da yapılan çok boyutlu değişiklikle, lobilerin kayıtları esasında gerek müşterileri adına ne gibi faaliyette bulundukları ve Kongre üyeleri ve hükümet yetkileri ile temaslarda bulunurken yabancı temsilci olduklarını belirtmeleri öngörülerek ve bu temasları esnasında para ödemeleri ve seçim kampanyalarına katkıda bulunmaları yasaklanarak yasa çok daha etkin bir hale getirilmiştir.

Lobilere ilişki bir diğer önemli yasa ise 1946 tarihli Federal Lobi Yasası’dır. Ancak bu yasanın uygulanması Yabancı Temsilciler Yasası kadar başarılı olamamıştır. Yasadaki çok net olmayan noktalar ve mahkeme kararlarıyla oluşan içtihat lobilerin kayıt olmalarına ve harcamalarını ortaya koymalarına ilişkin hükümlerinin etkin şekilde uygulanmasını engellemiştir.

1975 tarihli Yabancı Ajanların Tescil Yasası da lobicilik faaliyetlerini düzenleme amacı taşımaktadır. Bu yasanın hedefinde de yabancı ülkeler adına faaliyet gösteren lobiler vardır. Bu yasayla yabancı ülkeler adına çalışan lobilerin harcamalarını açıklama zorunluluğu ortaya konuldu. Böylelikle amaçlanan lobicilerin kimliklerinin açıklanmasıydı.

 

 


[1] Tayyar Arı, Amerika’da Siyasal Yapı, Lobiler ve Dıs Politika, Bursa: MKM Yayınları, 4. Baskı, 2009, Sayfa 135

[2] ARI, A.g.e. Sayfa 156

[3] Jean Meynaud, Politikada Baskı Grupları, Ankara: Varlık Yayınları, 1975, (Tercüme: Semih Tiryakioğlu) Sayfa 8

[4] ARI, A.g.e Sayfa 134-135

[5] Grass Roors, lobilerin uzun yıllardır kullandığı, seçmenin harekete geçirilmesini amaç edinen bir yöntemdir. Bu yöntemle kamuoyu etkilenmek istenmekte ve Temsilciler Meclisi ve/veya Senato üyelerine halkın mektup, elektronik posta ya da benzer araçlarla baskı oluşturması amaçlanmaktadır.

[6] ARI, A.g.e Sayfa 153

[7] MEYNAUD, A.g.e., Sayfa-65-75

1988'de Adana'da doğdu. Uludağ Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler, Anadolu Üniversitesi'nde Medya ve İletişim öğrenimi gördü. 2011'de Olay TV'de dış haber editörü olarak gazeteciliğe başladı. 2014'te Al Jazeera Turk'e katıldı. Blog, makale ve haber dallarında 6 ödülü bulunuyor. Politik Akademi'nin genel koordinatörlüğünü üstleniyor.

Devamını Oku
Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Copyright © 2022 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır. İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.