Tanımlamak gerekirse, Arap Baharı, Orta Doğu’nun kaderini kökten değiştiren ve Ortadoğu ülkelerinde “demokrasi” adına domino etkisi yaratan değişim sürecidir. “Demokrasi”nin gelmesi için diktatörlerin devrildiği bu süreçte, halk yüzlerce yıl baskı ve tek iktidar anlayışından kurtulmak için başta Tunus, Mısır, Libya ve son olarak Suriye’de patlak veren isyanlar bugün ülkelerinde demokrasi sağlamasından çok kaos ortamı yaratmıştır.
Orta Doğu bölgesindeki Arap ayaklanmasının ilk kıvılcımı olarak bilinen Tunus’ta 25 Aralık 2010 tarihinde üniversite mezunu Muhammed Ebu Aziz’in kendini yakması neticesinde Arap ülkelerinde başlayan halk ayaklanmaları Arap liderlerinin sonunu hazırlamıştır.
Tunus’ta yirmi küsur yıllık diktatör Zeynel Abidin bin Ali 14 Ocak 2011’de memleketi terk edince, Tunus’un önünde yeni bir yol açılmış, Ekim ayında serbest seçimler yapılmış, Aralık sonunda da Ennahda partisi genel sekreteri Hamdi Cibali hükümeti kurulmuştur.
Arap Baharı Orta Doğu’ya Yayılıyor
Arap ülkelerinde baş gösteren olaylar Tunus ve Mısır’ın ardından Libya, Suriye,Yemen, Bahreyn, Ürdün, Fas ve Cezayir’in yanı sıra Irak ve Suudi Arabistan’da da halkı sokaklara dökmüştür. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da yaşanan olayların sonucunda, önce Tunus Devlet Başkanı Zeynelabidin Bin-Ali, ardından Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek ve Libya lideri Muammer Kaddafi’nin devrilmesiyle diğer Arap ülkelerinde tansiyon daha da yükselmiştir. Bu isyanlar, Arap ülkelerinde halkın artık kaderlerine mahkûm olmalarından ziyade yönetime karşı bir başkaldırışın göstergesidir. Arap ülkelerinde yaşanan olayların arkasındaki nedenlerden en önemlisi, ülkelerindeki yönetim şekli ve adaletsiz gelir dağılımıdır. Ülkelerin gelir kaynakları olan petrol ve yer altı kaynaklarının yönetimi, ülkedeki iktidarın ve yakın çevresinin tekelindedir. Halkın söz hakkının olmadığı bu yönetimler domino etkisiyle birer birer devrilmiştir.
Arap Baharı sonucunda bazı ülkelerde yönetim değişikliği nedeniyle seçimler yapılmış, bazı ülkelerin iktidarları ise, reformlar yapmak zorunda kalmıştır. Tunus’ta Zeynelabidin Bin-Ali, Mısır’da Hüsnü Mübarek, Libya’da Muammer El-Kaddafi devrildi ancak ülkeye getirilmesi planlanan barış, demokrasi hayalleri tam olarak yerleşebilmiş değil. Devrimin üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen bugün ne Tunus’ta ne Mısır ne de Libya’da siyasi istikrardan bahsetmek mümkün değildir.
Arap Baharı Kışa Dönerken Orta Doğu
Geçtiğimiz günlerde Tunus’ta hükümete yönelik eleştirileriyle dikkat çeken sol muhalefet lideri Şükrü Belayid, evinin önünde silahlı saldırıya uğramış, boynundan ve başından aldığı iki kurşun darbesiyle hayatını kaybetmişti. Saldırının hemen ardından kimin gerçekleştirdiğine dair soru işaretleri devam ederken oklar iktidarda bulunan Ennahda partisini gösteriyordu. Demokrat Yurtseverler Partisi Lideri Şükrü Belayid’in suikaste kurban gitmesi nedeniyle ülke çapında tansiyon yeniden yükseldi. Saldırıdan iktidardaki İslamcı Ennahda hareketini sorumlu tutan binlerce kişi başkent Tunus’ta ve ülkenin diğer kentlerinde halk yeniden sokaklara döküldü. Gösterilerin yaşandığı bölgede çatışmalarda kaçınılmazdı. Şükrü Belayid için başkent Tunus’ta düzenlenen cenaze törenine ise ülke çapından yaklaşık 50 bin kişi katıldı ve cenazede hükümet aleyhine sloganlar atıldı.
Belayid’in öldürülmesinin siyasi istikrar açısından iki önemli yönü var. Cinayetle birlikte başlayan olayların hükümet dağılmaya kadar gitmiştir. Suikast Cibali Hükümetinin de sonu oldu. Başbakan Hamadi Cibali, hükümeti feshettiğini ve ‘teknokrat Hükümeti’ kuracağını açıklamıştı. Ancak iktidarın en büyük ortağı En Nahda, Teknokrat Hükümeti yerine ulusal Birlik Hükümeti kurulmasını istedi.
Bu durum beraberinde ülkeye ekonomik sıkıntılar yaşatabilir siyasi istikrarı olmayan ve güvenli bir liman olarak görülmeyen ülkenin yabancı yatırımcıların da gelmesini engelleyecektir. Ülkede siyasi çalkantıların son bulmaması durumunda turizmden ciddi gelir elde eden ülkenin turist çekmekte de zorlanacak ve dolayısıyla da ülkenin geliri düşecektir.
Mısır’da da durum farklı değil. Eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in devrilmesinin ikinci yıl dönümünde halk yeniden sokaklarda. Mısır’da hemen hemen her gün Mübarek’in devrilmesinden sonra Cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi’nin yönetiminden şikayetçi binlerce Mısır’lı iktidar aleyhine protesto gösterileri düzenliyor. Başta Kahire olmak üzere İskenderiye gibi kentlerde de protestolar baş göstermiş durumda.
Arap Baharı ‘nın Amacı Ne Olabilir?
Arap Baharı’nın Ortadoğu ülkelerinde etkisi kuşkusuz ortada. Hemen yanıbaşımızda Esad iktidarının devrilmediği Suriye’de hemen hemen hergün yüzlerce insan hunharca katlediliyor. Arap Baharı’nın tek amacı vardır o da Orta Doğu’da demokrasiyi sağlamak değil Orta Doğu ülkelerinde kaos ortamının sürekliliğini sağlamaktır.