Koca bir yılı geride bırakıyoruz, 2013 acısıyla tatlısıyla sona eriyor… Tüm dünya yeni bir yılın gelişini kutlamaya odaklanmış durumda. Ancak 2014’ün gelişini kutlamadan önce geride kalan yılın kısa bir muhasebesini de yapmalı…
2013’e girerken de tıpkı bugün olduğu gibi dünyada barış ve huzurun egemen olduğu bir yıl olamasını dilemiştik.
Ama olmadı…
Özellikle Türkiye’nin içinde bulunduğu Orta Doğu coğrafyasında savaşlar, çatışmalar ve diplomatik krizler artarak devam etti.
Ne yazık ki dünyanın geri kalanında da silahlar pek susmadı… Doğal afetleri de işin içine katarsak 2013 dünya için çok da iyi bir yıl olmadı. Savaşlar, çatışmalar, krizler ve doğal afetlerle dolu bir yılı daha geride bıraktık.
Arap Baharı Kışa Döndü
Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyadaki “bahar” havası 2013’te kendisini tam anlamıyla kara bir kışa çevirdi.
Tunus, Libya ve Mısır’da esen bahar rüzgarları Suriye’de tersine esmeye başladı. Öyle ki “bir haftaya devrilir” denilen Beşar Esad devrilmediği gibi Mısır’da Arap Baharı’yla iktidara gelen Cumhurbaaşkanı Muhammed Mursi askeri bir darbeyle devrildi.
Arap Baharı’nın şimdilik de olsa fiyaskoyla sonuçlanması bölge ülkeleri arsında en fazla Türkiye’nin dış politikasını etkiledi. Bölgenin parlayan yıldızı ve model ülkesi Türkiye’nin popülaritesi ciddi bir yara aldı. Öyle ki Mısır’daki büyükelçimizin “istenmeyen adam” ilan edilmesiyle bölgenin en önemli üç ülkesi Suriye, Mısır ve İsrail’de Türk büyükelçisi kalmadı.
2013’ün en kanlı geçtiği bölge ülkesi ise Suriye oldu. Ülkede 15 Mart 2011’de başlayan çatışmalar 2013’te de devam etti. Kimyasal silahların da kullanıldığı çatışmalarda binlerce kişi hayatını kaybederken, on binlerce kişi de yaralandı.
Bölgede iyi haberse İran’dan geldi. Uzun yıllar sonra, Tahran Yönetimi nükleer programı konusunda Batı ile aynı noktada buluştu. Birleşmiş Milletler’in 5 daimi üyesi ve Almanya ile masaya oturan İran’ın yaptığı ön anlaşma tüm çevrelerde bir “zafer” olarak değerlendirildi.
Terörün Hedefi Yine Masum İnsanlar Oldu
Türkiye, hükumetin girişimleri sonucu terör sorununa en azından 2013 için çözüm buldu. Ne mutlu ki 2013’te Türkiye rahat bir nefes aldı. Ancak dünyanın geri kalanında terör saldırıları masum insanların canlarını almaya devam etti.
Amerika Birleşik Devletleri’nin Boston kentinde düzenlenen ve 3 can alan, 200 kişinin de yaralanmasına neden olan terör saldırısı dünyanın en gelişmiş ülkelerinin bile hala teröre karşı korunaksız olduğunu gözler önüne serdi.
Kenya’da ise terör en korkunç yüzünü gösterdi: Başkent Nairobi’de bir alışveriş merkezini basan Eş-Şebab militanları yüzlece kişiyi rehin aldı. Günlerce süren krizde 67 kişi hayatını kaybederken 175 kişi de yaralandı.
Doğal Afetler Binlerce Can Aldı
2013, doğal afetlerin de bitmek bilmediği bir yıl oldu. Yılın son haftalarına kadar Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’da fırtına ve seller etkili olurken yılın en büyük faciasının adresi Filipinler oldu…
Bir ada ülkesi olan Filipinler’i vuran Haiyan Tayfunu binlerce can alırken, on binlerce kişi de yaralandı. Yüz binlerce kişinin evsiz kaldığı ülkeye tüm dünyadan yardım yağsa da afet bölgesinde yaralar hala sarılamadı.
Kazalar Ardı Ardına Geldi
2013’te en az doğal afet, terör ve savaşlar kadar can alan bir diğer şeyse kazalar oldu. Trafik terörü, artan araç sayısına paralel etkinliğini arttırırken tren ve gemi kazalarında da yüzlerce kişi hayatını kaybetti.
Avrupa’nın önemli tren üreticileri arsında yer alan İspanya ülke tarihinin en büyük tren kazasıyla sarsıldı. Başkent Madrid’ten harket eden bir hızlı trenin raydan çıkması sonucu yüze yakın kişi hayatını kaybetti.
Kuzey Afrika’dan kaçan göçmenlerin ilk durağı İtalya ise son yılların en büyük mülteci dramına sahne oldu. İtalya’ya kaçak göçmen taşıyan bir teknenin batması sonucu üç yüzden fazla kişi hayatını kaybetti.
On Milyonlarca Kişi Sokaklara Döküldü
Türkiye siyaset tarihinin en etkili sokak olayları 2013’te yaşanırken dünyanın geri kalanında da mazara çok farklı değildi.
Mısır’da Muhammed Mursi’yi deviren darbe öncesinde artan muhalif protestolarda Tahrir Meydanı yine hınca hınç dolu. Mursi’nin devrilmesi ve askeri yönetimin iş başına gelmesi de sokaklardaki tepkiyi dindirmek bilmedi. Muhalifler bu kez askeri yönetime yönelik tepki için Tahrir ve ülkenin dört bir yanındaki meydanlara döküldü.
Tayland ve Ukrayna’da da milyonlar sokaklara döküldü. Tayland’ta hükumetin istifasını isteyen protestocular ordu karargahı ve birçok bakanlığı işgal etti. Ukrayna’daki tepkinin hedefinde ise Avrupa Birliği ile ortaklık anlaşması sürecini askıya alan hükumet oldu. Başkent Kiev’de meydanları dolduran on binlerce kişi haftalarca meydanları boşaltmadı.
Gidenler, Gelenler ve Yerlerinde Kalanlar
2013’te tüm dünyanın gözü Amerika Birleşik Devletleri’ndeki başkanlık seçimlerindeydi. Cumhuriyetçi Aday Mitt Romney ile yarışan Demokrat Başkan Barack Obama seçimlerden galip çıkmasını bildi.
Vatikan’da ise istifa depremi yaşandı. Katolik Hristiyanların Ruhani lideri Papa 16. Benedikt süpriz bir şekilde görevinden istifa ettiğini açıklayarak Vatikan’dan ayrıldı. Vatikan’ın Papalık koltuğuna ise yaklaşık 1000 yıl sonra ilk kez Avrupa dışından bir isim, Jorge Mario Bergoglio oturdu.
Chavez, Thatcher ve Mandela
Venezuela’da seçimlerden galip çıkmasını bilen Hugo Chavez kansere yenik düşerken ülkesi ve dünyanın geri kalanındaki sevenlerini üzdü.
Chavez’in ardından İngiltere’nin efsanevi başbakanlarından Margaret Thatcher da hayata gözlerimi yumdu.
Yılın son kötü haberi ise Afrika’dan geldi. Hayatını ırk ayrımcılığıyla mücadeleye adayan Afrika’nın efsanevi lideri Nelson Mandela, 95 yaşında hayatını kaybetti.