Arapça kökenli olan mahalle kelimesi “mahal” kelimesi ile aynı kökten türemiştir ve konaklanan yer anlamına gelmektedir. İdari olarak mahalle, belediye sınırları içinde, ihtiyaç ve öncelikleri benzer özellikler gösteren ve sakinleri arasında komşuluk ilişkisi bulunan birim olarak tanımlanır. Mahallenin özellikle bizim toplumumuzda, toplumsal hayatın merkezinde yer alması ve kentin çekirdeğini oluşturması, kamusal alanın inşa sürecinde yerel demokrasi dinamiklerinin oluşturulması konusunda onu zorunlu olarak ilk uğrak durumuna getirmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nda (2005), hemşehrilerin niteliklerinin dikkate alınmasına yönelik temel bir ilke olarak belediye hizmetlerinin vatandaşlara en yakın yerlerde ve en uygun yöntemlerle sunulması hükme bağlanmıştır. Bu yaklaşım hemşehri odaklı bir yönetim anlayışının kurumsallaşması adına atılmış önemli adımlardan biri olarak değerlendirilebilir. 2005 yılında yapılmış olan bu düzenlemeler neticesinde seçilmiş yerel yönetim organlarının çalışmalarına halk katılımını ve denetimini sağlamak için düzenlenen kent konseyleri modeli ile yerel demokrasinin ve katılımın kurumsallaştırılması, tabana yayılmasına yönelik hukuki bir düzenleme gerçekleştirilmiştir. Ancak Belediye Kanunu’ndaki kent konseyi düzenlemesi ile Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nda öngörülen “vatandaşlardan oluşan meclisler” önerisi (md. 3/2) yerine getirilmekle birlikte meclis, komite vb. kolektif yapıların halen yeterli kurumsallık ve yaygınlığa ulaşamadıkları da bir gerçektir. İl ve ilçelerde kurulan kent konseyleri ve/veya diğer STK’lar her ne kadar demokratik katılımcılığın araçları olsalar da, ulaşabildikleri gönüllü / aktivist sayısı, bu tür örgütlenmeler kısmi merkezi nitelikler taşıdığından dolayı sınırlıdır. Ancak daha küçük ölçekte yaşam alanlarında –mahalleler – kurulacak örgütlenmelerin olağan durumlarda katılımcılık mekanizmalarına ulaşamayan/bu mekanizmaları tanımayan bireyleri sürece dâhil etme, karar alma süreçlerine katılmalarını sağlama başarısı göstermesi daha olanaklıdır.
İşte tüm bu gerekçelerle, 2009 yılında Nilüfer Belediyesi vizyonu gereği oluşturulan ve Nilüfer Kent Konseyi’nce yürütülen Nilüfer Mahalle Komiteleri Projesi; mahalle ölçeğinde yönetim birimi oluşturarak, yerel yönetim karar süreçlerine genel olarak yurttaşların, özel olarak da kadın, genç, engelli ve LGBTİ’lerin aktif olarak katılımını sağlayacak bir mekanizma olarak, halkın yerel yönetim ve karar süreçlerine katılımının sağlanması, mahallenin birikim ve potansiyelinin örgütlenerek yaşam kalitesinin yükseltilmesi, mahalle ölçeğinde komşuluk bilincinin geliştirilmesi, mahallenin ekonomik, sosyal, kültürel, bilimsel ve demokratik gelişme olanağının sağlanması, dayanışma ve uzlaşı kültürünün geliştirilmesi amacıyla; kentin sosyal, ekonomik ve ekolojik sürdürülebilirliğinin, sorunlarının, vizyonunun tartışıldığı, çözümlerin geliştirildiği, ortak aklın ve uzlaşının esas olduğu, yönetişim anlayışına dayalı, Nilüfer İlçesinde bulunan her bir mahallede yaşayanların kent yönetimine katılmalarını, kaliteli ve yaşanabilir bir kentin yönetiminde aktif rol almalarını hedefleyen ve gönüllülük esasına dayalı bir yapı olarak kurulmuştur.
2009 yılı itibariyle uygulanmaya başlanan Mahalle Komiteleri Projesi’nin yaklaşık 10 yıllık pratiğinde hedefler, yapı, işleyiş ve kurumsallaşma açısından kayda değer değişiklikler yaşanmıştır. Belirli dönemlerde projenin hedeflerinde gerilemeler yaşanmış olsa da, bu süreçlerden çıkarılan dersler neticesinde proje ivmesinin genel olarak ilerlemeye dönük olduğunu söylemek mümkündür. Nitekim 26 Ekim 2014 yılında gerçekleştirilen Mahalle Komiteleri Seçimleri hazırlık süreci ve sonrasında yaratılan sıçrama ile 42 si kent merkezi, 22 si kırsal olmak üzere toplam 64 mahallede çalışması devam eden proje birçok kent açısından uygulanması arzu edilen bir model haline gelmiştir.
5393 sayılı Belediyeler Kanununun Mahalle ve Yönetimi başlıklı 9. Maddesi ve Hemşeri Hukuku başlıklı 13. Maddesi yasal dayanak alınarak oluşturulmuş olan Mahalle Komiteleri; şeffaflık, gönüllülük, tarafsızlık ve evrensel insan haklarına saygı ilkeleriyle çalışmalarını yürütmektedir. Mahalle Komiteleri seçilmiş ve doğal üyelerden oluşur. Doğal üyeler; muhtar, muhtarlık asıl azaları, okul aile birliği temsilcisi, okul öğrenci temsilcisi, aile sağlığı merkezi temsilcisi ve mahallede bulunan STK’ların (dernek, birlik, kulüp, kooperatif vb.) temsilcilerinden, seçilmiş üyeler ise yerel seçim süresi (5 yıl) ve Nilüfer Kent Konseyi Yürütme Kurulu seçimleri (2+3 yıl) baz alınarak gerçekleştirilen Mahalle Komiteleri seçimlerinde sandık bölgesi seçmen sayısına göre her sandıktan bir kişi seçilmesi suretiyle belirlenir. Her yurttaşın ikamet ettiği mahallede, oy kullandığı sandıktan aday olma hakkı vardır. Seçimlerde gizli oy açık sayım ilkesi uygulanır. Doğal üye sayısı kadar seçim sandığı bulunmayan mahallelerde doğal üye sayısı kadar komite üyesi seçilir. Seçimlerde adaylık başvurusu olduğu taktirde mahalle genelinde 1/3 kadın, 1/3 genç, 1/5 engelli ve 1/5 LGBTİ + kotası uygulanır.
Mahalle Komiteleri üye profiline bakıldığında farklı yaş grubu, cinsiyet, sosyo-ekonomik statü, eğitim ve meslek grubundan mahalle sakininin ortak bir amaç etrafında bir araya geldiği ve yaşam alanlarına ilişkin sorun, talep ve görüşlerini birbirinden farklı bakış açılarının da katkısıyla değerlendirme olanağı bulduğu görülmektedir. Örneğin Tahtalı Mahalle Komitesi’nin 3 Eylül 2015 tarihinde gerçekleştirdiği toplantıda Tahtalı Meydan Düzenleme Projesi ile ilgili komite üyelerinin önerileri alınırken, komite doğal üyesi olan Tahtalı Kadın Dayanışma Derneği Temsilcisi, mahallede kadınların bugüne değin meydanı -kamusal alanı- kullanmadıklarını ama artık meydanda olmak istediklerini ve bu nedenle meydanda atıl durumda bulunan yapının restore edilerek kadınların kullanımına tahsis edilmesini istediklerini beyan etmiştir. Bu talep, farklı kesimlerin yaşam alanı tahayyüllerinin kent mekanlarını zenginleştirdiğini gösterdiği gibi, mekanı dönüştürmenin yaşam pratiklerini de dönüştürdüğünü gözler önüne sermektedir.
Bir diğer örnek ise mahalle komitelerinin kentlilik bilinci oluşumuna katkısı üzerine verilebilir. Komite üyesi olmamakla birlikte İhsaniye Mahalle Komitesi toplantısına talep iletmek üzere katılan bir site yöneticisi, sitelerinin önünde bulunan Üç Fidan Parkı’ndaki kavak ağaçlarının site sakinlerinde önemli alerjik rahatsızlıklar yarattığını beyan etmiş ve kavak ağaçlarının kesilerek yerine başka ağaçlar dikilmesi önerisini Nilüfer Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’ne ilettiklerini ancak müdürlüğün ilgili talebin mahalle komitesince değerlendirilerek karara bağlanması gerektiğini bildirmesi üzerine toplantıya iştirak ettiklerini söylemiştir. Talebi değerlendiren komite üyeleri bilimsel bilgilere dayanarak doğru bir karar vermek adına konu ile ilgili 5 kişilik bir komisyon kurarak bu komisyon aracılığı ile Bursa Tabip Odası, Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, Peyzaj Mimarları Odası Bursa Temsilciliği ve Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanlığı ile sözlü ve yazılı görüşmeler gerçekleştirmiş ve konu hakkındaki görüşlerini almışlardır. İlgili görüşmelerin ardından, talep sahibi site yöneticisinin de davet üzerine katıldığı komite toplantısında, kurumlardan alınan yazılı raporlar komite üyelerine sunulmuş, görüşülen kurumlardan toplantıya katılan temsilciler dinlenmiştir. Raporlar ve uzman görüşleri, parkta bulunan akkavak cinsi ağaçların dişi olmaları nedeniyle polen barındırmadığı, dolayısıyla alerji sebebi olamayacağı yönünde olmuş, alerjik etkinin çayır-çimen polenlerinden kaynaklanmış olma olasılığının yüksek olduğu, bu nedenle kavak ağaçlarının kesilmesinin yerinde bir karar olmayacağı konusunda görüş birliğine varılmıştır.
Yukarıda örneklerini verdiğimiz mahalle komitesi deneyimleri, katılım konusunda uygun örgütlenme araçlarına sahip olan 21. yüzyıl mahallelisinin genel geçer bir kanı olarak iddia edilenin aksine kentlilik bilinci geliştirebildiği, hemşehrilik hukukunu tanıdığı, dayanışma -21. yüzyıl imecesi- ve mahallesine sahip çıkma iradesini gösterdiğine dair örnekleri teşkil etmektedir. Mahalle Komiteleri Modeli ile birlikte gelişen dayanışma olgusu mahalleye farklı bir anlam kazandırmıştır. Mahallede yaşayan topluluğun kültürüne ve tarihsel birikimine göre şekillenen dayanışma ortak bir mahalleli kimliğinin oluşmasını da sağlamıştır. Aynı mahallede yaşayan insanların komiteler aracılığıyla birbirlerini temsil edebilmesi oluşan bu ortak kimliğin yansımasıdır.
Vatandaş katılımının manipülatif değil gerçek bir süreç olarak işlemesi, bu sürecin sistematik bir çerçevede oluşturulması ve sürekliliğinin sağlanması ile olanaklı olabilir. Yerel yönetimin bir parçası olarak oluşturulan Nilüfer Mahalle Komiteleri Projesi’nin aktif işlemesinin önemli nedenlerinden biri de Nilüfer Belediyesi yöneticilerince, projenin kurumsallaşması için gerekli iç düzenlemelerin yapılmış olmasıdır. Örneğin Nilüfer Belediyesi 5 yıllık stratejik planının 2012-2014 dönemi revizyon planı için Mahalle Komiteleri’nden öneriler alınmış, 2015 – 2019 Stratejik Planı da Mahalle Komiteleri’nin görüş ve önerileri temel alınarak hazırlanmıştır. Yine 2014 yılından bu yana Nilüfer Belediyesi Ulaşım Hizmetleri ve Park Bahçeler Müdürlükleri yıllık programlarını mahalle komitelerinden gelen talepler üzere oluşturmakta, Fen İşleri Müdürlüğü ise genel hizmet kalemi içerisindeki hizmetlerini mahalle komitelerinin talep önceliklendirmesine bağlı olarak programlamaktadır.
Tüm Türkiye’ye örnek teşkil eden bir uygulama olarak Nilüfer Mahalle Komitelerinin sürdürülebilir ve aktarılabilir bir model oluşturmasının, gerek inisiyatifin gerçek anlamda halkta olduğu bir demokratik katılımcılık modeli olarak, gerekse mahallelilik ve kentlilik bilincini 21. yüzyıl değerleri üzerine yeniden inşa etmesi ile yarattığı potansiyelin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Musa İpekten
Mahalle Komiteleri Sorumlusu
musaipekten@gmail.com
Mahalle Komiteleri İşleyiş Yönergesi için tıklayabilirsiniz.