Uluslararası İlişkiler, Siyaset Bilimi ve Propaganda
Connect with us

Medya ve İletişim

Uluslararası İlişkiler, Siyaset Bilimi ve Propaganda

Yayınlandı

on

Propaganda, “yayılması gereken” anlamına gelen Latince “propagare” kökeninden gelen, Türk Dil Kurumu Büyük Sözlüğü’nde “Bir öğreti, düşünce veya inancı başkalarına tanıtmak, benimsetmek ve yaymak amacıyla söz, yazı ve benzeri yollarla gerçekleştirilen çalışma, yaymaca”[1] olarak tanımlanan bir kavramdır.

Blackwell’in Siyaset Bilimi Ansiklopedisi’nde ise propaganda, “Simgelerin (sözcükler, sloganlar, gösteriler, müziksel ve görsel gösteriler de dâhil olmak üzere) hesaplı bir biçimde manipülasyonu izleyici topluluğun tutum ve davranışlarını tasarlama veya dolaylı olarak değiştirme”[2] olarak tanımlanmaktadır.

Bir diğer tanıma göre, propaganda, “bir topluluğun düşüncelerini, duygularını, davranışlarını, tavır ve hareketlerini etki altında tutmak ve onları değiştirmek amacıyla yayınlanan bilgi, belge, doktrin ve görüşlerdir.”[3]

“Propagandanın kullanımı konusunda esas gelişme iki savaş arası dönemde totaliter ve otoriter rejimlerin ortaya çıkışıyla yaşanmıştır. Gerek Sovyetler Birliği gerekse Nazi Almanya’sı daha gelişmiş ve daha pahalı olan mekanizmaları devreye sokmuşlar ve hatta Batılı demokratk ülkeler bunların karşısında oldukça zorlanmışlardır. Özellikle 1917’de Rusya’da Bolşevik rejimin işbaşına gelmesiyle propaganda uluslararası ilişkilerde önemli bir unsur haline gelmiştir. Nazist ve Faşist rejimler Bolşevik Rusya’dan esinlenerek bu yöntemi totaliter rejimlerin iç ve dış politikalarında gerekli bir unsur olarak kullanmışlardır. Ancak Nazizmin ve Faşizmin piyasadan silinmiş olmasına rağmen savaş sonrasında propaganda sona ermediği gibi yoğunluğu daha da artarak kullanılmıştır. II. Dünya Savaşı sonrası dönemde propaganda neredeyse diplomasinin yerini alarak Soğuk Savaşın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiş ve Sovyetler Birliği ile Amerika Birleşik Devletleri kendi müttefiklerini tutabilmek ve yeni müttefikler kazanabilmek amacıyla propagandaya ağırlık vermişlerdir.”[4] “Psikolojik savaşın en önemli silahı propagandadır.”[5]

 


[1] http:/ www.tdk.gov.tr , “Propaganda” (7.12.2010)

[2] Vernon Bogdanor, Blackwell’in Siyaset Bilimi Ansiklopedisi, II. Cilt, Ümit yayıncılık, Ankara, 2003

[3] Münir Güneri, Psikolojik Savaşın Önemi ve Yöntemi, K.K.K. Askeri Basımevi, İstanbul, 1967

[4] Tayyar Arı, Uluslararası İlişkiler ve Dış Politika, Alfa Yayınları, İstanbul, 2004 ,Sayfa 344

[5] Ahmet Çeşme, Kansız Mücadelenin Kanlı Yüzü Psikolojik Harekat ve PKK, IQ Kültür Sanat ve Yayıncılık, İstanbul, 2005, Sayfa 107

1988'de Adana'da doğdu. Uludağ Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler, Anadolu Üniversitesi'nde Medya ve İletişim öğrenimi gördü. 2011'de Olay TV'de dış haber editörü olarak gazeteciliğe başladı. 2014'te Al Jazeera Turk'e katıldı. Blog, makale ve haber dallarında 6 ödülü bulunuyor. Politik Akademi'nin genel koordinatörlüğünü üstleniyor.

Devamını Oku
Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Copyright © 2022 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır. İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.