Açık Kaynak Kodlu Yazılımlar
Connect with us

Makale Analiz

Açık Kaynak Kodlu Yazılımlar

Yayınlandı

on

Bilişim teknolojileri hayatımızda her geçen gün biraz daha önemli bir rol oynar hale geliyor. İnternetin son yıllarda daha da yaygınlaşmış olması, donanım ve yazılım teknolojilerindeki son gelişmelerle birlikte bilişim teknolojileri hem özel hayatın hem de kamusal hayatın vazgeçilmez unsuru olmaya başlıyor. Bu teknolojilere sadece araçsallık kategorisiyle bakmak mümkün değil; çünkü son yeniliklerle beraber zihinsel yapımız, ilişki kurma biçimlerimiz, etkileşimde bulunabilme kabiliyetimiz kısacası tüm hayatımız dönüşmekte. Ortaya çıkan  bu yeni tabloda herşey daha az kestirlebilir olmasına rağmen kesin olarak ortaya konulabilecek tespit; bilişim teknolojilerine olan yönelimin her geçen gün daha da artacağıdır. Bu yüzden devletler ve kuruluşlar bu yönelimin sürekliliğinin ortaya çıkabileceği talepleri göz önünde tutmak ve buna göre yatırımlar, uygulamalar geliştirmek durumundadır. Zaten zorundalıktan öte yeni teknolojilerin işlem maliyetlerini azaltıcı etkisi tüm kurum ve kuruluşların bu konuya eğilmesinde önemli bir motivasyon kaynağıdır.

Bütün dünya devletleri çeşitli politikalarla bu alanla ilgili çalışmaları arttırmayı ve bu çalışmaları yönlendirmeyi ummaktadır. Ancak bu işin daha genel bir boyutudur. Ortaya çıkan yeni tablo ile devlet, kurumlarıyla pratik düzeyde de bir konum almak durumunda. Bu noktada e-devlet uygulamaları ön plana çıkmakta. E-devlet kavramı, devletin kendi iç işleyişinde ve sunduğu hizmetlerde bilişim teknolojilerinin kullanılması olarak tanımlanmaktadır.[1] Devletler hizmetlerini etkili ve daha ekonomik bir şekilde vatandaşlarına sunabilmek için günümüzde birçok uygulama yürütmektedir. Bu amaçla bürokratik ve idari sistemlerini dönüştürmek ve yeni hizmet yolları bulmak için çaba göstermekte ve bilgi teknolojilerini kullanarak enformasyon ve bilginin daha uygun kullanımını gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. E-Devlet yapıları organize edilirken kullanılacak yazılım platformunun da doğru bir şekilde seçilmesi gerekmektedir. Yazılım platformu tercih edilirken diğer projelerle uyumlu olabilecek, değişiklik ve geliştirimlere açık ve esnek yapıda ve ekonomik olması göz önünde bulundurulması gereken kriterlerdir. Açık kaynak kodlu yazılımlar tüm bu kriterleri birebir sağlamaktadırlar. Bu yüzden böylesi bir alternatifin varlığı tüm dünyada ülke ve şehir yönetimleri tarafından değerlendirilmekte; projeler oluşturulmakta ve uygulamaya geçilmektedir.

 Açık Kaynak Kodlu Yazılım Nedir?

Kaynak kodu açık olan ve dolayısıyla herkes tarafından özgürce kullanılabilir olan yazılıma Açık Kaynak Kodlu Yazılım adı verilir. Herhangi bir birey bir açık kaynak kodlu yazılımın yalnızca kullanım hakkına değil, bu yazılımı geliştirme, gereksinimlerine uyarlama ve orijinal veya uyarlanmış halini başkalarına yayma hakkına da sahiptir.[2] Bir yazlımın kaynak kodlarının açık olması onun işlem mantığının herkes tarafından görülebilir olmasına işaret eder. Açık kaynak kodlu yazılımların mantığının herkes tarafından görülebilir olması sebebiyle  bu yazılımlar için ancak çok düşük bir fiyat talep edilebilir. Çünkü kodu elde eden herhangi bir geliştirici bu yazılımı özgürce yeniden dağıtabilir; dolayısıyla fiyatlar açık kaynak kodlu yazılımların ortalama dağıtım maliyetleriyle doğru orantılıdır. Hatta internet kullnımının her geçen gün daha da yaygınlaşıyor olması bu yazılımların internet üzerinden indirilmesinin imkanlılığını sağlamakta bununla birlikte dağıtım maliyetleri 0’a yaklaşmaktadır.

Özel mülk yazılımlar ise bu tür yazılımları geliştiren firmaların kar amacı gütmesi ve rekabetçi koşulların gereklilikleri sebebiyle fikri mülkiyet haklarını saklı tutulması prensibinden temel alır. Geliştirici firma yazılımın başkaları tarafından kopyalanmasının ve uyarlanmasının önüne geçebilmek için yazılım programının telif hakkını ve patentini elinde bulundurabilir. Ancak bu durumda bile geliştirici firmanın yasal haklarını çiğnemeden yazılımın kopyalanması ve kullanılması olanaklıdır. Dolayısıyla firma, telif hakkını tam olarak koruyabilmek için „ticari sır‟ kavramı kapsamında yazılımın kaynak kodunu gizleme yoluna giderek yazılımın nasıl çalıştığının öğrenilmesini engeller.

Açık kaynak kodlu popüler yazılımlara Firefox, Chrome, Android, Open Office, Linux tabanlı işletim sistemleri( Pardus, Ubuntu, Debian gibi dağıtımlar); özel mülk yazılımlara ise Microsoft Office, Internet Explorer, Windows, Mac Os, Photoshop gibi yazılımlar örnek gösterilebilir. Açık kaynak kodlu yazılımlar pek çok gönüllü tarafından sürekli olarak geliştirildikleri için esnek; değişimlere çabuk uyum sağlayabilen yazılımlardır. Bu avantajıyla açık kaynak kodlu yazılım son yıllarda piyasadaki yerini fazlasıyla sağlamlaştırmışlardır. Sunucularda, cep telefonlarında/tabletlerde, Windows temelli masaüstü uygulamalarda sırasıyla Apache, Android, Firefox gibi pek çok açık kaynak kodlu yazılım özel mülk yazılımları tahtından etmiştir ve bu tür yazılımların kullanımı her geçen gün artmaktadır.

Açık kaynak kodlu yazılımlar tüm bu özgürlükçü ve sıradışı niteliklerine rağmen mülkiyet hakları çerçevesi dışında değerlendirilemez, mülkiyet hakları açık kaynak kodlu yazılımlar için vazgeçilmezdir. Açık kaynak kodlu yazılımların  mülkiyet hakları GNU/GPL (Genel Kamu Lisansı)[3], MIT, Apache, Mozilla Kamu Lisansı, BSD, EUPL (Avrupa Birliği Kamu Lisansı) gibi lisanslarla düzenlenmektedir. Ancak bu lisansların farkı mülkiyet hakkına riayet ederken aynı zamanda onu serbestleştiren bir yönü olmasıdır; bu da Copyleft adlı yöntemden kaynaklanır. Copyleft’in en önemli yanı dünyadaki fikri mülkiyet türlerinden en yaygını olan telif hakkı (copyright) uygulamasını tersine çevirmesidir. Copyleft de telif hakkı hukukunu kullanır ancak bunu telif hakkının her zamanki amacı doğrultusunda değil, tam tersine hizmet eder bir biçimde yapar. Şöyle ki, copyleft yöntemi yazılımın özelleştirilmesinin bir aracı olmak yerine, yazılımın özgürlüğünün korunmasının bir aracı olarak kullanılır.[4] Özetle bir yazılım geliştiricisi bu tür lisanslardan birine sahip olması halinde yazılımının mülkiyet hakkına sahiptir ancak geliştirdiği yazılımının kaynak kodlarının açık olması(nasıl işlediğinin herkes tarafından görülmesi) gerekmektedir; böylelikle diğer geliştiriciler de bu yazılımdan faydalanabilir. Ancak bunu sağlamak için mülkiyet haklarına riayet etmek mi gereklidir? Bu noktada Stallman bunun, herhangi birinin bir yazılımı çok az geliştirerek özel mülk yazılımına dönüştürmesine olanak sağlayabileceğinden mülkiyet hakları kapsamında uygulanacak Copyleft yönteminin gerekliliğini ortaya koymuştur.

Açık kaynak kodlu yazılımların genel bir tarihsel perspektiften değerlendirecek olursak: 50’lerden 70 lere kadar bilgisayar kullanıcıları kendi yazılımlarını genellikle kendileri geliştirmekteydiler ve çeşitli yollarla birbirleriyle paylaşmaktaydılar. Ancak 70’li yıllarda bilgisayar endütrisinin gelişmesiyle donanım üreticileri donanımlarını çeşitli paket yazılımlarla beraber satmaya başladı. 80’e gelindiğinde copyright’ın kapsamı içerisine bilgisayar programlarını da dahil eden bir şekilde genişletildi. Aynı dönemlerde, 1985’de  Richard Stallman GNU projesini ve copyleft fikrini hayata geçirmek için Özgür Yazılım Vakfını kurdu.[5] Bu projelerin hayata geçirilmesiyle bir ögür yazılım veya açık kaynak kodlu yazılım sürecinin başlamış olduğunu ifade edebiliriz.

Açık kaynak kodlu yazılımların önemli özelliklerinden ve kullanımından doğan yararlarından bahsedecek olursak:

  • İsteğe göre çoğaltılabilir, değiştirilebilir, uyarlanabilir.
  • Kaynak kodları görünür olduğundan güvenliği tehdit edebilecek zararlı amaçlı yazılımların varlığı denetlenebilinir.
  • Kaynak kodları görünür olduğundan yazılım hataları daha kısa sürede tespit edilip düzeltilebilinir.
  • Toplam sahip olma maliyetleri düşüktür.
  • Telif hakkı ihlallerini azaltır.
  • Performans açısından pek çok alanda daha avantajlıdır
  • Firma bağımlılığını azaltır.
  • Açık kaynak kodlu yazılımlar eski donanımları daha verimli kullanırlar dolayısıyla donanım maliyetlerini düşürürler.

Açık kaynak kodlu yazılımların kullanımı her geçen gün daha da fazla yaygınlaşmaktadır. Örneğin yaygın olarak kullanılan bir web sunucusu olan Apache sunucusunun pazar payı 2010 verilerine göre %54’dür ve en yakın rakibi Microsoft’un neredeyse üç katıdır.[6] Web içerik yönetim sistemlerinde Drupal, Joomla ve WordPress yazılımlarına rakip olababilecek nitelikte kolay kullanım olanağı sunabilen özel mülk yazılım sayısı pek azdır. Web tarayıcılarında açık kaynak kodlu yazılımların pazar payı 2005’de %24 civarında iken 2011’de bu oran %70 civarına çıkmıştır.[7] Ve bu alanda bütün gözlerin açık kaynak kodlu yazılımlara bir kere daha çevirilmesini sağlamış olan Android işletim siteminin 2010’da pazar payı %17 iken bir yılda %43’e[8] yükselmiş, 2012’de ise bu oran %75 seviyesine ulaşmıştır.[9]

Tüm bu gelişmeler açık kaynak kodlu yazılımlara olan güveni arttırmış ve bu tür yazılımlar üzerine daha yoğun bir biçimde eğilmenin gerekliliği ön plana çıkmıştır. Tüm bu gelişmelerin üzerine pek çok açık kaynak kodlu yazılımın toplam sahip olma maliyetinin sıfıra yakın olması bu yazılımların her alanda kullanımı yönünde politikaların geliştirilmesine ön ayak olmuştur. Gerçekten de açık kaynak kodlu yazılımlar tüm işlevselliklerine ek olarak şaşılacak ölçüde maliyetsizdirler. Örneğin Microsoft’un sunduğu ortalama bir ofis programının (Microsoft Office 2010 Ev ve İş) toplam sahip olma maliyeti 239$[10] iken muadili olan açık kaynak kodlu OpenOffice ve LibreOffice programları ücretsizdir. Yine Windows 7 123$-250$[11] aralığında, Photoshop 317$-1.100$ aralığında satışa sunulmakta iken muadilleri sayılabilecek Ubuntu ve Gimp ücretsiz dağıtılmaktadır. Bu sadece bir kişisel bilgisayar düşünüldüğünde ortaya çıkabilecek toplam sahip olma maliyetidir. Bunu çok sayıda donanıma yazılım sağlamak zorundalığı olan ve bu yüzden ya kaynak veya ya telif hakkı sorunu ile karşı karşıya kalan devlet kurumları ölçeğinde düşündüğümüzde açık kaynak kodlu yazılımların avantajları düşünüldüğünden de fazladır. Bütün dünya devletleri bu konuya önem vermeye ve politikalar geliştirmeye yönelmiştir; yönelmek zorunda kalmıştır. Çünkü fayda maliyet analizi yapıldığında mevcut yapıyı sürdürmek ile bu yönde atılacak adımlarla ortaya çıkacak tablo arasında uçurum söz konusudur.

 


[1]  Taner Ayaz, Bir E-Devlet Uygulaması Olarak Yerel Yönetimlerde Açık Kaynak Kodlu Yazılımların Kullanımı, Yayınlanmamış YL Tezi, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İletişim Bilimleri Anabilim Dalı, İstanbul, 2009, s. 41

[2]    M. Oğuz Arslan, Yeni Kamusal Mal Özgür ve Açık Kaynak Kodlu Yazılım, Ankara: Nisan Kitabevi, 2011, s.3

[3]    En yaygın olarak kullanılanı GNU lisansıdır.

[4]    Richard M. Stallman, Özgür Yazılım Özgür, Toplum Richard Stallman’ın Seçme Yazıları, TMMOB Elektirik Mühendisleri Odası Yayınları, Ankara, 2009, s.26

[5]    a.g.e., s. 27

[6]     Netcraft, June 2010 Web Server Survey, http://news.netcraft.com/archives/2010/06/16/june-2010-web-server-survey.html, (6 Aralık 2012)

[7]     W3Schools, Browser Statics and Trends, http://www.w3schools.com/browsers/browsers_stats.asp (7 Aralık 2012)

[8]    Gartner Newsroom, Gartner Says Sales of Mobile Devices in Second Quarter of 2011 Grew 16.5 Percent Year-on-Year; Smartphone Sales Grew 74 Percent, http://www.gartner.com/it/page.jsp?id=1764714, (6 Aralık 2012)

[9]    IDC, Android Marks Fourth Anniversary Since Launch with 75.0% Market Share in Third Quarter According to IDC,  http://www.idc.com/getdoc.jsp?containerId=prUS23771812#.UNZMg-SWbys, (6 Aralık 2012)

[11]  Windows Türkçe, Windows 7 Türkçe Fiyatları, http://www.windowsturkce.com/windows-7-fiyatlari/ , (6 Aralık 2012)

Devamını Oku
Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Copyright © 2022 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır. İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.