İstanbul’da kaç kişinin yaşadığını kimse doğru dürüst bilmiyor. Şimdiye kadar sayım mayım yapılmamış. Bu kentte 1.5 milyon insanın yaşadığı sanılıyor. Yağmur yağmadığı zaman İstanbul’da o kadar çok toz oluyor ki, Peya’ya (Beyoğlu) paralel tepelerin üzerindeki sokaklardan geçen köpeklerin ayaklarından sanki havaya bir toz bulutu yükseliyor. İnsanlar da ayak bileklerine kadar toza batıyorlar ve rüzgar esti mi, arada tam ve yoğun bir bulut oluşuyor.
Yağmur yağınca da her taraf çamur içinde. Kaldırımlar öylesine dar ki, herkes sokakta yürüyor; sokaklarsa dereden farksız. Gidiş geliş kuralı diye birşey yok. Motorlu araçlar, atlı arabalar, tramvaylar, sırtlarında ağır yükleriyle hamallar hep birlikte gidip geliyorlar. Yalnızca iki anayol var, geri kalanların hepsi ara sokak. Anayollar da ara sokaklardan daha ahış şahım değil..
Türkler günün her saatinde dar yolların kenarlarındaki kahvelerde oturup nargilelerini fokurdatıyorlar, bir yandan da insanların midesini yakup kavuran rakılarıyla yudum yudum demleniyorlar. Bu içki o kadar sert ki, yanında meze olmadan içmek olanaksız gibi birşey.
Okan Yüksel
Politik Akademi Genel Koordinatörü, Uluslararası İlişkiler Uzmanı
Yazarın tüm yazıları için tıklayın. Yazara E-Posta atmak için tıklayın.
yazınız alıntılanmış ve Milliyet ekinde yer almış…
bu kitabı arayıp bulacağım hatırlattığınız için teşekkürler…