İnsanlar dünyadaki olaylardan gazete ve televizyonlarda yer aldığı kadarıyla haberdar olabiliyorlar. Bu medyaya çok büyük bir güç verdiği gibi önemli bir sorumluluk da yüklüyor. Medya, halka gerçeği ve gösterilmesi gerekenleri aktarmak gibi önemli bir sorumluluğu üstleniyor.
Peki, medyanın bu sorumluluğunu tam olarak yerine getirdiğini söyleyebiliriz?
Dünyanın en önemli sorunları, örneğin her yıl on milyonlarca insanın açlıktan ölmesi ya da on yıllarca süren kabile savaşları haberlerde ne kadar yer bulabiliyor?
Ne yazık ki çok az!..
İşte bu nedenle insanlar Dünya’nın asıl sorunlarının farkında bile değil. Örneğin Dünyamızda herkese yetecek kadar gıda üretilmesine rağmen saatte 300 çocuk açlıktan ölüyor. Aynı şekilde önlenebilir hastalıklardan dolayı her gün binlerce insan hayatını kaybediyor.
Sadece sıtma gibi basit bir hastalık nedeniyle yılda bir milyondan fazla insan hayatını kaybediyor. Ancak belirttiğim gibi tüm bunlar medyada çok az yer bulabiliyor.
İnsanlar yaşanan dramı görmedikleri için açlıktan ya da önlenebilir hastalıklardan dolayı hayatını kaybeden diğer insanları önemsemiyorlar. Öyle ki dünyada kellik ilaçları için ayrılan para, sıtma için ayrılan paradan çok daha fazla.
İnsanlar saçlarının daha iyi görünmesini, 200 milyondan fazla insanın sıtma nedeniyle acı çekmesinden çok daha fazla önemsiyor.
İnsanları, saçlarını diğer insanların canlarından daha fazla önemsedikleri için suçlayabiliriz. Ancak bu noktada medyayı da suçlamamız gerekiyor.
İnsanlar her sabah uyandıklarında saçlarının biraz daha azaldığını gördükleri için kellik ilaçlarına bu kadar para ayırıyor.
Peki, medya dünyada yaşanan krizleri insanlara yeteri kadar gösterebiliyor mu?
İşte önemli olan soru ve sorun da tam olarak bu!..