Türkiye üç büyük seçimin arefesinde adeta propaganda savaşlarına sahne oluyor…
Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler öncesinde ilk sınav yerel seçimlerde verileceği için ortalık belediye başkanı adayından geçilmiyor. Adeta her köşe başında bir aday veya aday adayı karşınıza çıkıyor.
Adayların büyük bölümü “marka şehir” yaratmak gibi “bayat” ve günümüz şartlarında Türkiye için “ütopik” vaatlerde bulunuyor.
Oysa bizim ihtiyacımız olan yaşanabilir şehirler inşa etmek. Bu nedenle “marka şehir” kompleksini bir yana bırakıp bir an önce yaşanabilir şehirler kurmak için çalışmamız gerekiyor!..
Çünkü artık beton yığınları arasında nefes alamıyor, boğuluyoruz.
Türkiye’de Yaşanabilir Şehir Yok
“Yeşil Bursa”da bile yeşilden eser kalmamışken, Türkiye’nin geri kalanında yaşanabilir, doğayla iç içe bir şehir aramak anlamsız. Maalesef uluslararası araştırma kuruluşları da bu görüşte. Örneğin merkezi Londra’da bulunan The Economist Intelligent Unit’in yayımladığı “Dünyanın En Yaşanabilir Şehirleri” listesinde Türkiye’den tek bir şehir yok.
The Economist Intelligent Unit’in listesini taraflı bulabilirsiniz. Ancak yaşam koşulları, suç oranı, sağlık hizmetleri, siyasi istikrar, sosyal kalkınma, kültürel aktiviteler, çevre, eğitim ve altyapı gibi kriterlere göre yapılan diğer liste ve araştırmalarda da Türkiye’den bir tek örnek şehir göremiyoruz.
Yani tüm dünya yaşanabilir şehirler inşa edemediğimiz konusunda hemfikir görünüyor.
Bizler de kabul edelim ki, yaşanabilir şehirler inşa edemiyoruz. Ne İstanbul, ne Ankara, ne Adana ne de Bursa yaşanabilir kentler değil.
Şehirleşme adı altında hem doğayı hem de kendimizi harap ediyoruz. Hayatımız bu estetik ve fonksiyonellikten uzak beton yığınları arasında harcanıp gidiyor.
Yaşanabilir Şehirler İnşa Etmeliyiz
Kendimiz ve gelecek nesiller için yeni bir başlangıca ihtiyacımız var. Her şeyden önce kendimize neden yaşanabilir şehirler inşa edemediğimizi sormalıyız. Kendimizle hesaplaşmalı ve nefes alabildiğimiz, yaşanabilir kentler inşa etmek için bir an önce çalışmaya başlamalıyız.
Belediye başkanlığı için yarışan adayların da artık bunu anlaması gerekli: Şehir dediğin satılır bi’şey değildir ki marka olsun!.. Şehir dediğin yaşanabilir bi’şey olmalı, ya-şa-na-bi-lir…
Norm
16/05/2016 at 22:36
Always refesrhing to hear a rational answer.