Van’ı ve özellikle Erciş’i vuran 7.6 büyüklüğündeki depremi yüreklerimizde hissettik. Enkaz altında kalan yüzlerce vatandaşımıza ulaşmak, elimizden geldiğince yardım edebilmek için saatlerdir çalışıyoruz. Bu büyük acıyı onlarla yaşıyor, onların acısına ortak oluyoruz.
Türkiye’de bugüne kadar acımız da sevincimiz de ortaktı zaten! Büyük bir afet olduğu zaman kenetlenir ve hep birlikte sorunların üstesinden gelmeye çalışırdık. Fakat ilk kez aVan depreminde “bölündük”! Enkaz altından yardım çığlıkları yükselirken, birileri yardım isteyen kişilerin etnik kökenini düşünmeye başladı… İşin daha da vahimi bunu medya profesyonelleri de yaptı, yapıyor!
Irkçılığa daha fazla seyirci kalmamalı ve bir “dur” demeliyiz. Çağdaş Gazeteciler Derneği, medyaya çağrı yapıyor ve “Irkçılığa Dur De!” diyor…
Gencecik yaşta hayatını kaybeden 24 askerle, depremi ilişkilendiren, yüzlerce kişinin ölmesini, sakat kalmasını, binlerce kişinin evini kaybetmesini “intikam” çığlıklarıyla karşılayan insanlık dışı yorumlar, depremin olduğu andan itibaren internet medyasının, büyük gazete ve televizyonlarımızın internet sitelerinin yorum bölümlerini süsledi.
İnternet siteleri, hoşgörüsüzlüğün, ırkçılığın, ayrımcılığın en açık biçimde yapılabildiği alanlar haline geldi.
Depremden sonra, medya profesyonelleri tarafından, üstelik canlı yayında yapılan yorumların vehametini dile getirmek bile gereksiz. Yine de tarihe not düşmek adına birkaç örneği anımsatmak isteriz:
Canlı yayında haber spikerinin “Deprem doğuda da olsa Van’da da olsa üzülüyoruz” ifadeleri, programcının maalesef bilim adamı konuklarından da alkış alan “Önce taş at, polisi, askeri kuş gibi avla, sonra yardım iste. Herkes haddini bilsin” sözleri, gelinen noktada, medya yöneticilerinin acil olarak önlem alma gerekliliğini ortaya koyuyor.
“Terör brifingi alan”, bir bölümü sansüre gönüllü olan yöneticilerin propaganda çizgisinin nereden geçtiğini düşünmeden önce ırkçılık ve ayrımcılığa “dur” demesi gerekiyor.
Çağdaş Gazeteciler Derneği olarak, bütün medyayı bu noktada sorumlu davranmaya davet ediyor, ırkçılık, ayrımcılık yapılan haber ve yorumlara internet sitelerinde yer verilmesinin suç olduğunu anımsatıyoruz. Irkçılık, yasalarımıza göre suçtur. Irkçılık, müsamaha gösterilemeyecek, düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi söz konusu bile olamayacak bir insanlık suçudur.
Medya yöneticilerinin bu tip haber ve yorumlara ekranlarda, gazetelerde ve internet sitelerinde yer vermemeleri hem mesleki hem de insani bir zorunluluktur.
ÇGD GENEL MERKEZİ
Name Required
24/10/2011 at 20:57
Türkiye bölünecek diye korkuyorduk. Gerek yokmuş.