Gazeteci Gökhan Küçükkaplıdağ, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’le bir araya geldi ve CHP’ye dair merak edilen soruları sordu.
Usta siyaset adamı Gürsel Tekin seçim sonuçları, yargı bağımsızlığı, türban sorunu ve CHP içerisinde yaşanan sorunlara dair çarpıcı açıklamalarda bulundu…
TÜRKİYE’DE YAŞANALARA BAKTIĞIMIZDA ALDIĞIMIZ OY ORANI ÇOK DÜŞÜK KALDI…
Gökhan Küçükkaplıdağ: Aradan çok zaman geçti ancak genel seçim sonuçları hala tartışılıyor sizce yeni CHP bu seçimde umduğunu bulabildi mi?
Gürsel Tekin: CHP’nin yakaladığı oy oranını çok başarısız olarak değerlendirmek istemiyorum. Başarılı değil tabii ki başarısızda değil. Yani bizim beklentimiz daha yüksekti ama bazen olmuyor tabii, siyasette beklentiler karşılanmıyor. Tüm bu Türkiye’de yaşananlara baktığımızda geçilen süreci göz önünde bulundurduğumuzda daha fazla oy oranı yakalamamız gerekiyordu ama olmadı; tabi ki mıllet iradesıne her zaman saygımız var. Siyaset bir süreçtir, yolumuza devam edeceğiz.
AKP’NİN DEMOKRATİK, ÖZGÜRLÜKÇÜ BİR ANAYASA’DAN YANA OLACAĞINI SANMIYORUM…
Yeni yasama yılında önünüzde zorlu bir maraton var özellikle yeni sivil anayasa gündemi ağırlıklı olarak meşgul edecek gibi görülüyor. İktidarın yeni anayasa üzerinde bir siyasi iradesi var. CHP olarak yeni Anayasa konusunda beklentileriniz ve düşünceleriniz nedir?
Aslında son 30 yıllık surece baktığımızda belki daha gerilere de gitmemiz gerekiyor. Anayasa Değişikliği konusunda atılan adımlar klasik merkez sağ anlayışı tabi AKP bunun daha da kötüsü… AKP’nin söylemle olmaz bu işler eylemler olur işte bu yeni anayasa işte demokrasi ama bu işte öyle değildir.
Yani, ben AKP’nin önümüzdeki süreçte özgürlükçü demokratik bir anayasadan yana olacaklarını zannetmiyorum çünkü, bugüne dek tüm uygulamalara baktığımızda sadece ve sadece AKP geçmiş dönemlerde devletin kurumları kendinde olmadığı için rahatsızdı, şimdi kontrolü altına aldığı için bu rahatsızlığı ortadan kalkmıştır. Yani ne oldu mesela ben bildim bileli AKP’nin tüm tartışması YÖK’tü. YÖK ile ilgili bir yasa değişti mi YÖK aynı YÖK. Ne değişti anlayış değişti.
ÜNİVERSİTELER’DE TÜRBAN’IN KONUŞULMASINDAN BİZDE RAHATSIZDIK…
Yök demişken artık üniversiteler de türban konuşulmuyor eskisi gibi.
Konuşulmasın zaten biz de rahatsız oluyorduk bundan. Üniversitelerde bu işlerin konusulması bizi çokta memnun etmiyordu.Bizde rahatsızlık duyuyorduk kendi aramızda. Ta ben 2007 yılında okullarda eğitim özgürlüğü ile ilgili, düşüncelerimi net söyleyen insanım.2005 yılında bununla ilgili, bir makale yazmışım yani bu konuda bizim rahatsız olmamamız beklenemezdi bizde çok rahatsızdık.
TÜRBAN SORUNUNU CHP ÇÖZDÜ
Genel başkan Kılıçdaroğlu’nun üniversitelerde türban sorununu biz çözdük saptamasına ilişkin düşünceleriniz nele?
Doğrusdur. Aynen öyle, sayın genel başkanımız böyle bir şey söylememiş olsaydı, YÖK başkanı Üniversitelere genelge gönderebilir miydi? Tüm bunlara baktığımızda bu tartışmalar çok gereksiz ve Türkiye’nin gerilime sürükleyen tartışmalardı. Çok basit sadece YÖK başkanının bir yazısı ile yıllardır sorun haline gelmiş olan bir şey çok kısa süre içinde çözüldü.
Siyasi irade istediği zaman her şeyi çözebilir. Ama bu siyasi irade AKP’de baktığımızda hele uygulamalarında demokrasinin ‘’D’’ si yok; özgürlüğün ‘’Ö’’ sü yok. Sadece ve sadece söylem içerisinde kalırılar. Sayın Başbakanın ve AKP yöneticilerinin her basın toplantısında söylediği bir şey var: ‘’Hiçbir şey millet iradesinin üzerinde değildir, tek güç millettir’’ şimdi, böyle ikiyüzlü siyaset anlaışı olurmu size gelince, hukuk işimize gelmediği zaman millet iradesine sarılıyorsunuz.bir başka kişiye hukusuzluk yapğılınca millet iradesini unutuyorsunuz, hukuka saygılı olun diyorsunuz…
DENİZ FENERİ’NDE GELEN TUTUKLAMALAR AKP’Yİ RAHATSIZ ETTİ.
Deniz Feneri Davasının savcılarının görevden alınması, nasıl değerlendiriyorsunuz süreci?
Şimdi görülen köy kılavuz istemez. Şimdi Deniz Feneri olayı ile AKP’nin iç içe olduğunu tüm dünya biliyor. Bu tutuklamalar siyasi iktidarı rahatsız etmiştir, etmez olsa niçin yürüyen bir davanın 3 savcısını değiştiriyorsunuz. Niçin yani hangi gerekçelerle. Bakın Avrupa’da yüzyılın davası olarak nitelendirilen bir dava, bir gece yarısı 3 tane savcıyı görevden alıyorsunuz gerekçeler, etten püften gerekçeler, o zaman sizi rahatsız eden bir şey var.
TAMAMEN İKTİDARIN DENETİMİNDE BİR YARGI SİSTEMİ YÜRÜYOR
Ergenekon savcıları da görevden alındı ama…
Hükümetin, Türkiye’de yargı bağımsızdır, söylemi hiç inandırıcı değil. Özel yetkili mahkemelere şunlara bunlara baktığınızda böyle bir bağımsızlık söz konusu değil tamamen iktidarın denetiminde olan bir yargı sistemi yürüyor. Bu sistem öle bağımszıdır falan demek için insanın kör olması gerekiyor.
GÜRHAN AKDOĞAN YANLIŞ YAPTI, YÜZÜNE SÖYLEDİM
Birazda il genelinde konuşalım dilerseniz. Yeni CHP’nin Bursa’ya önem verdiğini biliyoruz. İl başkanlığında seçim öncesi yaşana değişin yerini eskiye bıraktı. Kurultayda çoğunluğu sağlayan Gürhan Akdoğan, göreve geri döndü. Nasıl değerlendiriyorsunuz Bursa’da yaşanan süreci?
Ben parti içi meseleleri pek konusan bir insan değilim. Gürhan benim arkadaşım beraber il başkanlığı yapmışız, yıllarca görüşmüşüz. Gürhan’ın orada başarılı olabilmesi için ona en büyük desteği veren benim kendisi orada yaşıyor. O da yanlılş yaptı, o da eksik yaptı yüzünede söyledim.
AKP’NİN BURSA’DA BİRİNCİ PARTİ OLMASI BENİ ŞAŞIRTIYOR
Nedir sayın Akdoğan’ın eksiği yanlışlığı?…
Kendi aramızda konuştuk ama onu ona sorasınız, size söyler… Başarılı olsun diye her tülü desteği vereceğiz. Sayın genel başkanımız da bende Bursa’ya defalarca geliceğim. Bursa gerçekten çok önemli. Bursa, her şeyden önce işçinin emekçinin kenti. Böyle bir kentte AKP’nin birinci parti olması beni şaşırtıyor yani.
BURSA’DA SÜREKLİ İÇE DÖNÜK MÜCADELELERDEN SIKINTILIYIZ
Burada bizim önemli eksiklerimiz var. Geçmişten kaynaklanan eksiklerimiz var. Sürekli içe dönük mücadeleden sıkıntılarımız var. Yeni CHP şu anlayışı oturtacak. İçe dönük değil dışa dönük. Yani Kılıçdaroğlu’nun dünyasında şöyle bir şey yok herkesin bilmesi lazım. Ahmet bana daha çok yakındı işte kaya bana uzaktı anlayışı yok. Kaya daha çok çalışıyorsan Kılıçdaroğlu Kaya’ı bana tercih eder.
ONLARIN AYIPLARINA VERİYORUM
Berhan Şimşek ile aranız nasıl?
Benim herkes ile aram iyidir kimse ile aram kötü değil ama onların araları nasıldır bilemiyorum (Gülüyor…) Ben 25 yıldır siyasetin içindeyim, partide hiçbir arkadaşımı tartıştırmadım, onlar tartışsalarda… Onların ayıplarına veriyorum, yapacak bir şey yok.
SENA KALELİ’YE 2004 YILINDA DA ADAYLIK TEKLİFİ YAPTIK
Özellikle Sena Kaleli isminin adaylığının ardından Genel başkanlığa getirilmesi beraberinde bir çok tartışmayıda getirdi. TOBB’un Kaleli ismini tavsiyesi gibi iddialar gündeme geldi?
Kesinlikle doğru değildir. Sena hanım her şeyden önce bizim Belediye başkan adayımızdı. Yani Sena hanım sayın Kılıçdaroğlu’nun gelişi ile CHP’li olmuş değil ki. Sena hanım’ı kim belediye başkan adayı yaptı? Sayın Baykal döneminde belediye başkan adayı oldu. Ondan önce de kendisine teklif edilmişti 2004 yılında. Sena hanım’ın CHP ile ilintisi bugün başlamış değildir ki? Kaldı ki son derece başarılı bir kadındır. Siyaset de herkes gibi oda eksik yapabilir..
TERÖRÜN DEMOKRASİDEN BAŞKA ÇARESİ YOK
Terörle Mücadele, Ramazan ayının en önemli gündem maddelerinden biri oldu. Üst üstte gelen şehit haberleri, hava harekatı, kara harekatının tartışılması, bugün burada dünya 1 Eylül barış günü kutlamalarında ortaya çıkan manzara. Türkiye bu teröle mücadele belasından ne zaman kurtulacak sizce?
Bugünden yarına çözülecek sorun değil terör. Son 30 yıldır çok ciddi sorunlar yaşanmış, sosyal, ekonomik, psikolojik sorunlar var oğlu var. Çevremizde komşularımızla ilgili sorunlarımız var. Yani terör sadece Türkiye’de değil. İran’a baktığımızda apayrı bir örgüt var. Suriye’de Kuzey Irak’ta yani o coğrafyaya baktığımızda çok ciddi sıkıntılşar var. Bu sıkıntıları demokrasi demokrasi ve demokrasi ile aşmak mümkündür. Başka türlü çaresi olmuş olsaydı 30 yıldrı hava harekatı kara harekatı şuyla buyla terör bu kadar büyümemiş olurdu.
İKTİDARIN TÜRKİYE’YE VE CHP’YE ÖZÜR BORCU VAR.
İktidarın Türkiye’ye ve CHP’ye özür borcu var. Hatırlayın 2007 yılında sayın Baykal hava harekatı da kara harekatı yapılmıştı; Baykal niye erken döndünüz diye eleştirisi olmuştu. En sert cevabı da sayın Başbakan vermişti. Ne demişti : Bunlar kanla besleniyorlar… Aynı Başbakan’a sormak lazım bu nasıl bir anlayış sayın Başbakan? İktidarın terörle mücadelede çok ciddi zaafları var.
Gökhan Küçükkaplıdağ
Gazeteci
Yazarın tüm yazıları için tıklayın. / Yazara E-Posta atamak için tıklayın.
murat pul
28/01/2013 at 14:30
Keşke sayın Tekin’e özgürlük ve demokrasi simsarlığı yaparken kendi tarihlerinde gerçekleşmiş bir özgürlük katliyamından bahsetseydiniz. Cumhuriyet tarihinden hiç olmadığı kadar çok sayıda kitap dergi ve gazetelerin nasıl CHP tarafından yasaklandığını sorsaydınız. İşte gazetecilik buysa ben bunun şiddetle reddediyorum. Maalesef Türkiye’de en popülerinden en zayıfına tüm gazeteler ve gazeteciler mutlak suretle yandaş oluyor. Doğru olan bu değil arkadaşlar. Sayın Başbakan’a deniz feneri ile ilgili sorular sorulurken Tekin’e de kendi tarihiyle alakalı ciddi açmazlar sorulmalı. Çanak sorular değil. İyi çalışmalar