ABD ve Rusya, “Suriye” krizinde iki önemli konuda anlaşmaya vardı.
İki ülke, hem Esad yönetimini hem de muhalefeti bir araya getirecek uluslararası nitelikte bir konferans düzenleyecekti. Ve konferans geçen yıl Cenevre’de düzenlenen “Suriye Eylem Grubu” toplantısının devamı niteliğinde olacaktı.
Birinci konu buydu.
İkinci konuysa kimyasal silah kullanımı sorununa ilişkindi. Buna göre, iki ülkenin istihbarat kurumları yakın işbirliğine girecekti. Bu konu her iki taraf için “çok karmaşık ve sorumluluk isteyen son derece önemli” bir konuydu. Söylentilerin ve kışkırtmaların esiri olmamak gerekiyordu. Daha açıkçası yüzde yüz emin olmak gerekiyordu.
***
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Moskova ziyaretinde Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’la yaptığı bu anlaşma, Suriye krizi sürecinde olumlu anlamda kaydedilen en önemli gelişmeydi.
ABD ile Rusya arasında iki yıldır krizin çözümü konusunda derin görüş ayrılıkları yaşanıyordu. Ne ki şimdi ABD, müttefiklerini bir yanda bırakarak Moskova ile birlikte ortak bir çözüme yöneliyordu.
Cenevre Anlaşması temel alınacaktı. Kerry, görüşmelere katılmaları için hem Şam yönetimini, hem muhalefeti teşvik edeceklerini söylüyordu.
Bu arada ABD somut kanıtlar olmadan kimyasal silah kullanıldığına ilişkin iddialara itibar etmeyecek, Suriye’ye savaş açmayacak ve Irak’ta düşülen hatayı yinelemeyecekti.
***
ABD ile Rusya’nın anlaşması dünyada büyük yankı uyandırdı.
BM ve Arap Birliği’nin Suriye elçisi Lahdar İbrahim, gelişmeyi “uzun zamandır Suriye konusunda en umut verici haber” olarak niteledi. Anlaşmanın taraflar için önemli bir adım olduğunu belirten İbrahim, “Artık Suriye halkının ve ülkenin nasıl kurtarılacağını düşünmenin zamanıdır” diye konuştu.
***
Peki, Suriye’de rejimi yıkmaya, ülkeyi işgal etmeye odaklanmış müttefikler ne yapacak bu durumda?
Öyle ya, düne kadar savaş tamtamları çalmıyorlar mıydı?
***
Büyüklerle aşık atmak zor.
Bunu Araplara anlatmak daha zor!
İyisi mi biz kendi ulusal güvenliğimize odaklanalım…