Dershanelerin kapatılması konusuyla artık gün yüzüne çıkan cemaat-hükumet çatışma her geçen gün şiddetini arttırıyor.
Daha önce yazdığım gibi çatışmanın şiddetlenmesinde cemaatin tavrını çok sert koymasının etkisi büyük. Bunun bir hata olduğu ve çünkü hükumetin bu kadar sert bir çıkış karşısında geri adım atmayı bir “yenilgi” ya da “cemaate teslim olmak” gibi algılayacağını belirtmiştim.
Öyle de oldu: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir televizyon programında bu konuda kararlarının kesin olduğunu söyledi.
Türkiye üç büyük seçimin eşiğindeyken cemaat ile hükumetin karşı karşıya gelmesi ülkede dönüştürücü etkisi olabilecek bir gelişme. Şöyle ki seçimlerde Adalet ve Kalkınma Partisi’nin alacağı oylar oranınca Türkiye çok farklı noktalara savrulabilir.
Adalet ve Kalkınma Partisi’ne yakın çevreler cemaatin oy oranlarına etkisinin %5’in altında olacağı görüşünde. Cemaate yaklaştıkça ise bu oran %20’lere yaklaşıyor.
Her iki öngörüye karşı senaryo üretmek zor değil…
Ak Parti oylarını korur ya da arttırırsa…
Gezi Parkı protestoları ve ardından cemaat ile hükumet arasında yaşanan çatışmaya rağmen Adalet ve Kalkınma Partisi oylarını korur ya da arttırırsa Türkiye’yi hareketli günler bekliyor demektir.
Başbakan Erdoğan’ın yapacağı ilk şey cemaatin tüm parti ve devlet kadrolarından tasfiye edilmesi için düğmeye basmak olacaktır.
Öyle ki bir bakmışsınız Ergenekon dalgaları cemaatin kıyılarına vurmaya başlamış…
Diğer muhalifler için de zor bir süreç başlayacağını öngörebiliriz. Ne de olsa bu seçimlerden de zaferle çıkmış bir Erdoğan’ın kendinden daha emin bir lidere dönüşmesi hiç birimiz için sürpriz olmayacaktır.
Peki ya Ak Parti oylarını kaybederse…
İkinci ihtimalimiz ise Ak Parti’nin seçimlerden mağlup çıkması…
Eğer genel seçimlerdeki oy oranları Ak Parti’nin yeni bir hükumet kurmasını sağlayamazsa, toplumun büyük bölümü bunu Gezi Parkı olaylarına ve hükumetle cemaat arasındaki çatışmaya bağlayacak.
Hükumeti ya da koalisyonu MHP’nin mi CHP’nin mi kuracağına bağlı olarak farklı senaryolar yaşanacak demektir. Ancak her iki şekilde de yeni kurulacak hükumetin hedefinde Ak Parti ve kadroları olacaktır.
Emin
21/11/2013 at 14:19
Erdoğan bir dahaki dönem başbakan olmayacak. Ha bu çeşitli düğmelere basamayacağı anlamına gelmez ama sırf bu yüzden analiz eksik değil mi?
Ayrıca Gezi olaylarının halkın tümüne özellikle AKP seçmenine yayılmadığını görmek için biraz AKP tabanıyla iletişim kurmakta fayda olabilir.
Gezi olayları AKP alternatifi partiler ya da senaryolar için bir şey ifade edebilir ama AKP’den oy çalmaz.
Okan Yüksel
21/11/2013 at 14:43
Emin öncelikle yorum ve katkıların için teşekkür ederim.
Ben Ak Parti’nin bir lider partisi olduğu görüşündeyim. Erdoğan Başbakan olmasa bile parti üzerinde gölgesi olacağı kanaatindeyim. Hatta bu konuda eş başkanlığın bir araç olduğunu düşünenler de var. Medya Akademi’de Cüneyt Önder yazmıştı: http://www.medyaakademi.org/2013/10/04/esbaskanlik-kimin-icin/
Gezi Parkı’nda başlayan ve sonrasında tüm Türkiye’ye yayılan protesto dalgasının Ak Parti’den oy “çalması” noktasında seninle aynı fikirdeyim. Gezi Parkı’nda Ak Parti seçmeni yoktu. Bu protesto dalgası Ak Parti’nin dünyadaki vizyonunu yerle bir etti ama seçmeni gözünde Ak Parti hala aynı konumda. Buna karşın Ak Parti’nin oy kaybetmesi durumunda bunu Gezi Parkı’na bağlaycak çok fazla kişi de var. Bunu belirtmek istemiştim.