Cumhurbaşkanı François Hollande 200 kişilik bir heyetle önce İsrail’i, ardından Filistin’i ziyaret etti ve her iki yerde nabza göre şerbet verdi. Örneğin İsrail’de, “Ziyaretim Fransa’nın İsrail’e verdiği kararlı desteği gösteriyor” derken Ramallah’ta da İsrail’in Filistin topraklarındaki yerleşim merkezleri inşaatını eleştirdi.
Tabii asıl hedefi, kendisinin de söylediği gibi, İran’a karşı Fransa’nın İsrail’e desteğini göstermekti. Gösterdi de… “Fransa, İran’ın nükleer silah geliştirmesine asla izin vermeyecektir” dedi. Ben Gurion Havaalanı’na ayak basar basmaz önce bunu söyledi.
Sonra Ramallah’a geçti. Sonra yeniden İsrail’e döndü. Ve Tel Aviv’de aynı ifadeyi bir kez daha yineledi: “Fransa, İsrail’in gerçek dostudur. İran’ın nükleer silah geliştirmesi durumunda, buna karşı en sert önlemi alacak ülkelerin başında Fransa gelir.”
İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya, Çin ve ABD ile İran arasındaki üçüncü tur görüşmeler bu hafta Tahran’da yapılacak. Tahran görüşmeleri, daha önce Cenevre’de yapılan toplantıların devamı olacak.
Fransa dışında, diğer tüm ülkeler sakin. Sakin oldukları için de İsrail’den tepki alıyorlar. Özellikli ABD, uranyumu zenginleştirmede silah üretecek düzeye gelmemesi koşuluyla İran’a ödün verilmesi seçeneğini bile düşünüyor.
Ama İsrail, “İran uranyumu zenginleştirme programına tümüyle son vermedikçe yaptırımların hafifletilmesi değil, tersine güçlendirilmesi gerekir” diyor. Fransa da ona destek veriyor.
Ne yapmak istiyor? Hollande, kararı verecek gücün Fransa olmayacağını bildiği halde rol kapmaya çalışıyor.
Bu konuda… ABD [İngiltere], Almanya, Rusya ve Çin varken Hollande’ın bağırıp çağırmasının bir anlamı olabilir mi?
Şu da var: Fransa’da faşist parti birinci sırada ve her gün biraz daha yükseliyor. Diyelim tek başlarına iktidar geldiler… Fransa’da Yahudi düşmanlığının hortlamayacağı ne malum…
2022 Dünya Kupası Katar’da zor
Uluslararası Af Örgütü’nün stadyumların inşaatında çalıştırılan göçmen işçilerin uğradığı insan hakları ihlallerine ilişkin raporundan sonra dikkatler FİFA’nın alacağı karara çevrildi. Dünya futbolunun temsilcisi FİFA yine bir mesajla mı yetinecek yoksa Katar’ı defterden mi silecek, merakla bekleniyor.
Af Örgütü’nü raporunda çok ağır saptamalar var…
Örneğin, işçiler ücretlerini düzenli olarak alamıyorlar, sağlıksız yerlerde yatıp kalkıyorlar, iş güvenliğinden yoksun koşullarda canları pahasına çalışıyorlar.
Bir inşaat yöneticisi işçilerden söz ederken “hayvanlar” diyor. İşçiler de “Bir hayvan sürüsü gibi muamele gördüklerini” söylüyorlar.
Rapor, işçilerin çalışma koşullarını “modern kölelik” olarak tanımlıyor.