18 Şubat 2023 tarihinde Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan liderleri Münih Güvenlik Konferansı‘nda “Dağları Taşımak mı? Güney Kafkasya’da Güvenliğin İnşası” başlıklı panelde bir araya geldi.
Panelle ilgili yorumlar çok çeşitliydi. Bazıları Kafkasyalı liderlerin aynı panelde konuşmasını tarihi bir an ve barış yolunda anlamlı bir adım olarak değerlendirdi. Diğerleri ise paneli eleştirerek faydasız ve hatta zararlı olduğunu iddia etti. Ermeni ve Azerbaycanlı liderler arasında yapıcı ve doğrudan bir iletişimin olmamasını ve Aliyev’in hırçın söylemi ile Paşinyan’ın tutarlı olmayan konuşmasının özellikle dikkat çektiği, düşmanca davaları için üçüncü tarafların sempatisini kazanmaya odaklanmalarını gerekçe gösterdiler.
Barış – en azından pozitif barış – savaşın yokluğundan daha fazlasıdır. Dolayısıyla, toplantının olumlu bir gelişme mi yoksa bir risk mi olduğu, uzun vadeli hedefe ve bölgedeki barış vizyonuna bağlıdır. Bu hedef şu anda tam olarak tanımlanmamıştır. Ancak bu durum her zaman böyle olmamıştır. İkinci Karabağ Savaşı’ndan önceki on yıllarda olumlu barış vizyonu, bölgenin nihai olarak demokratikleşmesi, azınlık haklarına saygı, ekonomik entegrasyon ve bölgeselleşme de dahil olmak üzere liberal barış öncüllerine dayanıyordu. Azerbaycan’da ve başta Rusya, İran ve Türkiye olmak üzere bölgesel güçler arasında, öngörülebilir gelecekte demokratikleşme beklentisinin yokluğu dikkat çekmektedir. Bu nedenle liberal demokratikleşme için yüzyıllar olmasa bile on yıllar beklemek gerekebilir. Dolayısıyla pozitif barışın yeniden tasavvur edilmesi ve bugün gördüğümüz gibi karma yönetim biçimlerine sahip bir bölgenin gerçeklerine uyarlanması gerekmektedir.
Biz agonistik barış olarak adlandırdığımız, rakibin yok edilmesi gereken bir düşman değil, varlığı meşru olarak algılanan bir hasım olarak görüldüğü alternatif bir anlayış öneriyoruz” (Mouffe 2018). Agonistik barış, daha önceki “sonsuza dek mutlu” olma vizyonlarından vazgeçildiğini varsayar ve şiddetten kaçınırken çatışmayı kabul eder. Agonistik barışı bir vizyon olarak benimsemek, tarafların rekabetlerini sürdürmelerini sağlayacak, ancak düşmanlığın yerine hasım konumunu koyacaktır (Shinko 2008: 477). Ermenistan ve Azerbaycan’ın içinde bulunduğu geniş bölge, belki de en iyi bilinen örneği Kıbrıs’taki çatışma olan agonistik süreçlere yabancı değildir. Kıbrıs ihtilafı neredeyse hiç çözülmemiştir ve husumet devam etmektedir, ancak taraflar on yıllardır şiddeti düşünülemez kılan oyun kuralları oluşturmuşlardır.
Liberal barış yerine agonistik barışı vizyon olarak kabul edersek, Münih toplantısı yeni bir şeyin başlangıcı olarak görülebilir. Barışın ön koşulu olarak liberal demokratikleşme kavramının terk edilmesi ve şiddeti dışlayan agonistik ilişkiler olarak yeni barış paradigmasının normalleştirilmesiyle bir “dağ yerinden oynamıştır.”
Christina Soloyan, Lala Darchinova ve Philip Gamaghelyan
Orijinal Kaynak: Caucasus Edition, 19 Şubat 2023
Çeviri: Sophie Rachel White
Kaynakça:
Shinko, Rosemary E. 2008. “Agonistic peace: A postmodern reading.” In Millennium 36, 3: 473-491.
Mouffe, Chantal. 2018. The affects of democracy. Критика и хуманизъм. 49: 61-70.
* Bu makalede yer alan fikirler yazar(lar)a aittir ve Politik Akademi’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.