Psikolojik savaş, savaşta ve barışta uygulanabilmektedir. “Hem savaşta, hem barışta, insanların duygu, düşünce ve davranışlarını değiştirmek maksadıyla bilginin kullanılması psikolojik savaştır.”[1] Psikolojik savaşta zamansal olarak herhangi bir sınırlama söz konusu olmamaktadır. Her zaman uygulama şansı bulunan psikolojik savaş, aynı zamanda her tarafa karşı da uygulanabilmektedir. Psikolojik savaş, dost bir devlete uygulanabileceği gibi düşman bir devlete ve hatta tarafsız olan bir devlete karşı da kullanılabilmektedir.
Psikolojik savaşın genel olarak amacı, şu şekilde belirtilmiştir: “hedef alınan toplumlarda taraftar bulmak için propaganda yapmak ve karşıt görüşleri çürütmek için de anti propaganda faaliyetlerinde bulunmaktır.”[2] Psikolojik savaşta, devletin amacı, hedefteki toplumların zihinlerini etkileyerek, söz konusu toplumların tutum ve davranışlarını kendi lehinde değiştirmektir. Bu noktada ekonomik, sosyal, kültürel, siyasal, askeri ve teknolojik unsurlardan yararlanılmaktadır. “Psikolojik savaşın saldırı ve savunma silahı; propaganda, eğitim ve provokasyondur. Cephanesi ise; söz, yazı, resim, broşür ve e-posta şeklindeki bilgilerdir. Bu savaş tarzının amacı, insanları ikna etmek ve onları değiştirmektir. Yöntemi de beyin yıkamadır.”[3] Bugün bu yöntemi farklı araçlarla uygulamaya çalışan birçok odak, insanların duygu ve düşüncelerini kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çabalamaktadır. “Düşmanın psikolojik savaşla almak istediği ilk netice kurban seçilen ülke halkının, aydınlarının, yöneticilerinin; salim, soğukkanlı muhakeme yeteneğini, itidalini bozmak, mümkün olan en büyük boyutlar içinde bu insanları kırgın, kızgın, karamsar, ümitsiz, gayrimemnun, kendi değer ve sistemlerine karşı inançsız, saygısız ve güvensiz hale getirmektir.”[4]
Psikolojik savaş önemli olsa da muharebe alanında ancak önemli bir yardımcı konumunda olabilir. “Bu savaşın rolü önemlidir ama kesin değildir; bu savaş zaferin başlangıcıdır ama zafer muharebe meydanında kazanılabilir ancak: Savaşta önemli olan, daima askeri zaferdir; özellikle şundan dolayı ki politikayı yönetenlere, nihai savaş andlaşmasının koşullarıyla kendi iradesini yenilen tarafa zorla kabul ettirme fırsatını kesin olarak sunar.”[5] Yani, psikolojik savaş muharebe alanında tek başına hiçbir şey değildir, psikolojik savaş unsurlarından yoksun bir savaş da, şüphesiz, yetersizdir.
Psikolojik savaş, topla tüfekle yapılmıyor olsa da en nihayetinde bir savaştır, hatta topla tüfekle yapılan savaşlardan çok daha yıkıcı olabilecek bir savaştır. Psikolojik savaşın ahlaki boyutunu, Maurice Marget şu şekilde değerlendirmektedir: “Devletler ya da uluslararası ilişkilerde örgütlenmiş bir zorbalık türüdür ama gerçek kişilerle mala, mülke yönelen geleneksel zorbalığın yerine ve onun ötesinde, zihinlere yönelmiş bir zorbalıktır.”[6]
[1] Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Psikolojik Savaş, Gri Propaganda, Timaş Yayınları, İstanbul, 2003, Sayfa 12
[2] Ahmet Çeşme, Kansız Mücadelenin Kanlı Yüzü Psikolojik Harekat ve PKK, IQ Kültür Sanat ve Yayıncılık, İstanbul, 2005, Sayfa 97
[3] Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Psikolojik Savaş, Gri Propaganda, Timaş Yayınları, İstanbul, 2003, Sayfa 35
[4] Ahmet Çeşme, Kansız Mücadelenin Kanlı Yüzü Psikolojik Harekat ve PKK, IQ Kültür Sanat ve Yayıncılık, İstanbul, 2005, Sayfa 96
[5] Maurice Marget, Psikolojik Savaş, Çeviri: Samih Tiryakioğlu ,Varlık Yayınları, İstanbul, 1972, Sayfa 26
[6] Maurice Marget, Psikolojik Savaş, Çeviri: Samih Tiryakioğlu ,Varlık Yayınları, İstanbul, 1972, Sayfa 6