Libya’dan sonra sıranın Suriye’ye geldiği açık açık konuşuluyor artık.
Kaddafi’nin öldürülmesinin ardından örneğin, ABD’de Senatör John McCain memnuniyetini belirtirken “Sıranın Suriye’ye geldiğini” gazetecilerin önünde söyleyebiliyor.
Senatör McCain sıradan bir politikacı değil.
2008 Başkanlık seçiminde Obama’nın karşısında Cumhuriyetçilerin adayıydı.
Bir şey diyorsa, ciddiye almak gerek.
Ama söylediklerinin yabana atılmaması gereken başka bir isim daha var. Üstelik Washington’da McCain’den daha etkili ve daha önemli bir isim: Richard Armitage.
Armitage, Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın eski Müsteşarı.
Şu anda da Türk Amerikan Konseyi Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürütüyor.
Politik anlamda tam bir Türk dostu. Nitekim PKK ile savaşımda Ankara’nın en büyük destekçilerinden.
Yalnız, Haber Türk yazarı Serdar Turgut’un ifadesiyle, “Amerikan yönetiminde ismi dünyada pek bilinmeyen ve ne zaman nerede bir bela olsa ortaya çıkan bir kişi.”
“O belirdiği zaman konsantre olduğu bölgede mutlaka bela büyür ve tehlikeler oluşur” diyor Serdar Turgut. Anlaşılan, onu iyi tanıyor.
Tamam da, Armitage şimdi Türkiye ve Ortadoğu üzerine yoğunlaşmış, yani konsantre olmuş durumda.
Şöyle ki, önümüzdeki hafta Washington’da Türk Amerikan Konseyi’nin toplantısı var.
Toplantıda Yönetim Kurulu Başkanı olarak Armitage ev sahibi.
Konuklar önemli isimlerden oluşuyor: ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Martin Dempsey, Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Florida Milletvekili İleana Ros-Lehtinen, Türkiye’den Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Milli Savunma Bakanı İsmail Yılmaz…
Konu: Ağırlıklı olarak, Türkiye ile Amerika arasında terörle mücadele alanında işbirliğinin daha da geliştirilmesi… Ve tabii Suriye…
Bakınız Armitage, Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlarken Suriye konusunda ne diyor:
“Tunus, Mısır, Libya ve Suriye’ye uzanan gelişmeler devam ettikçe Türkiye ile Amerika’nın daha da yakınlaştığını düşünüyorum. Taraflar birbirlerine daha fazla danışıyorlar. Bana öyle geliyor ki, iyi anlaşılmış olan, büyük ölçüde iyi düşünülmüş olan ’komşularla sıfır sorun politikası’ Arap değişiminin gerçekleriyle çarpıştı. Özellikle, Türkiye’nin de son derece güçlü bir tutum sergilediği Suriye’de… Danışmaların artması, Türkiye’nin de Suriye’ye sert bir tepki göstermesiyle bence Amerika ile Türkiye daha da yakınlaştı.”
Suriye’nin, Libya’dan sonraki hedef olduğu çok açık.
“Amerika ile Türkiye’nin daha da yakınlaşması” sözlerini “Suriye sorununu” düşünerek değerlendirmekte yarar var.
ABD cephesindeki gelişmelere bir de Fransa’dan ekleme yapalım. Dışişleri Bakanı Alain Juppe, France İnter radyo kanalına konuşmuş. İlk cümlesi şöyle: “Suriye hükümetinin düşmesi kaçınılmaz.” İkinci cümle: “Türkiye giderek Batı pozisyonunu yaklaştı ve Şam yönetimine yönelik baskıyı artırdı.” (AA)
Bölgedeki “konsantrasyon” giderek yükseliyor anlaşılan…
