Kışkırtıyorlar ama Türkiye Müdahale İstemiyor

Arap Birliği’ne, “diktatörler kulübü” yakıştırması yapılıyor.

Birliğin 20 küsur üyesi arasında, Lübnan’ı saymazsak, tek bir demokratik ülke yok.

Hepsinde şu ya da bu şekilde despot yönetimler iş başında.

Kiminde iğrenç bir krallık, kiminde uyduruk bir parlamenter cumhuriyet…

Gerçekte, çoktan tarihin çöplüğünü boylamış olması gereken rejimler, küresel güçlerle kurdukları “ortakyaşarlık” ilişkileri sayesinde ayakta duruyorlar.

Aykırı davranansa cezasını görüyor.

x

İşte Suriye lideri Esad’ın, diktatörler kulübünden dışlanması…

Dışlayanlar kim? Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman, Kuveyt ve diğerleri.

Aralarında bir karşılaştırma yapılırsa, Esad, hepsinden daha uygar, daha çağdaş sayılır.

Ama İran’dan yana tavrı ve mezhep farklılığı, Sünni ağırlıklı Arap ülkeleri ile ABD’nin işine gelmiyor.

Onun için Esad’ın bileti kesilmiş durumda.

Rusya ile Çin’in engellemeleri belki biraz zaman kazandıracak.

Belki bir süre iç savaş yaşanacak.

Ne var ki, önünde sonunda kesilen bilet Esad’ın eline verilecek.

Peki, kim verecek? Türkiye mi?

X

İlk çağrı, Suriye Müslüman Kardeşler Hareketi’nin lideri Riyad Şikfa’dan geldi:

“Bir gün ülkemizdeki olaylarda sivillerin korunması gerekirse Suriye halkı Batı yerine Türkiye’nin koruma ve müdahalesini tercih edebilir.”

İkinci çağrıyı yapansa ABD oldu; Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Amerikan MSNBC televizyonuna konuştu:

“Arap Birliği ile Türkiye, Suriye toplumu üzerinde, bizlerden (Batılılar) çok daha fazla bir etkiye sahip.

Suriyeliler’in kulak vereceği bir ses olmadığımızın farkındayız.

Evet, Suriye’ye baskı süreci, Arap Birliği ve Türkiye’nin öncülüğünde yürütülmeli.”

Peş peşe yapılan bu açıklamalarda anlaşılmayan bir şey yok.

Resmen Türkiye’yi Suriye’ye karşı askeri müdahaleye kışkırtıyorlar.

X

Neyse ki, Ankara sağgörülü davranıyor.

Hillary Clinton’ın önceki gün televizyona verdiği demeç Dışişleri’nde değerlendirilmiş olmalı ki, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dün şöyle diyordu:

“Bizim, hiçbir ülkenin içişlerine karışmak gibi bir niyetimiz yok.

Bizim, Türkiye olarak, hiçbir ülkenin topraklarında, siyasetinde, idari sisteminde asla ve asla gözümüz yok.

Ne bölgemizdeki, ne dünyadaki hiçbir ülkeye çıkar kaygısıyla bakmadık ve bakmıyoruz.

Bizim için her yerde öncelikli olan, insandır. (…)

Suriye’deki olaylar karşısında sergilediğimiz tavır da, sadece insani kaygılara dayanmaktadır.”

x

Ancak Ankara, Suriye ordusunun katliama kalkışması olasılığını dikkate alarak bir kapıyı açık bırakıyor:

Rusya ve Çin dahil, BM Güvenlik Konseyi üyelerinin tamamının askeri müdahale kararı alması…

Umalım da, Suriye sorunu o noktalara tırmanmasın…

Avrupa’nın doğalgaz gereksinmesini karşılamak üzere planlanan Nabucco projesi, Rusya’nın Kuzey Akım Hattı’nın birinci bölümünün hizmete girmesiyle gözden düştü.

Yıllardır süren belirsizlikler Nabucco’nun en ateşli savunucularından ABD’nin de umutlarını kırdı.

Ama öte yandan Türkiye ile Azerbaycan, Anadolu’nun doğusundan batısına uzanacak Trans Anadolu adı verilen yeni bir hattın çalışmalarına başladılar.

Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi Başkanı Rovnag Abdullayev, Şahdeniz sahasında ikinci fazın hazırlıklarına geçildiğini bildirerek, “Trans Anadolu boru hattından 2017-2018’e kadar AB’ye 10 milyar metreküp gaz satışı hedefliyoruz” dedi. (DW)

Aslında bu proje Nabucco’dan daha önemli. Nedeni, Türkiye’yi İran gazına bağımlılıktan kurtaracak ve bir seçenek oluşturacak proje olması. Nabucco’da İran gazının Avrupa’ya taşınması amaçlanıyordu.

Engin Özpınar

Olay Gazetesi Köşe Yazarı

Yazarın tüm yazıları için tıklayın. / Yazara E-Posta atamak için tıklayın.