Almanya ve Fransa liderleri dün Paris’te bir araya geldiler.
Üç saat boyunca konuştular, tartıştılar ve “Euro’yu kurtarma planı”na son şeklini verdiler.
(Gerçekten böyle mi oldu, yoksa Sarkozy’nin sosyalist rakibi Francois Hollande’nin iddia ettiği gibi, karar veren Merkel’di de, Sarkozy yalnızca onu mu izliyordu?)
Her neyse…
Aldıkları kararlar çok önemli.
Ve akla “Başka bir Avrupa” projesi geliyor.
Çünkü yeni bir anlaşma, yeni yapısal değişiklikler öneriyor Merkel ve Sarkozy.
x
“Mali birlik” diyor iki lider birden.
Mali birlik, Euro Bölgesi ülkelerinin bütçelerinin, vergi politikalarının ve harcamalarının tek merkezden kontrol altına alınmasını gerektiriyor.
Yanı sıra, bütçe disiplinine uymayan ülkelere karşı “otomatik yaptırımlar” söz konusu.
AB’nin bütçe açığı hedefi olan yüzde 3 oranını yakalayamayan ülkelerin, otomatik olarak mahkemede yargılanması (herhalde özel bir mahkeme) koşulu getiriliyor.
x
Tamam da, bütçe açıkları yüzde 3’ün altına nasıl çekilecek?
Tabii ki tasarrufla. Euro ülkeleri sert tasarruf önlemleri uygulayacak.
Yunanistan’a verilen destek, diğer ülkeler için örnek kabul edilmeyecek.
x
Ve de… Euro Bölge Ekonomi Hükümeti kurulacak.
Bu hükümet kriz süresince koordinasyonu sağlayacak, büyümeye ve istikrara yönelik kararlar alacak.
Bu arada Avrupa Merkez Bankası bağımsız yapısını sürdürecek.
Eurobond’lar hiçbir durumda çözüm olmayacak.
Gerekçesini Sarkozy açıkladı:
“Almanya ve Fransa diğerlerinin kredi faizlerini kontrol etmeden, onların borçlarını ödemek durumunda olamaz.”
x
Saati kurdular, zaman hızla akıyor:
Yarın (çarşamba) Merkel ve Sarkozy’nin planı resmen ilan edilecek.
Perşembe ve cuma günleri de AB liderler zirvesinde görüşülecek ve büyük olasılıkla onaylanacak.
x
Merkel’in dünkü basın toplantısındaki şu sözleri aslında her şeyi anlatıyor:
“Bu değişiklikleri çıkarmakta ve Euro Bölgesi’nin yeniden istikrara kavuşturmakta kararlıyız.
Yeni bir sözleşme istiyoruz. Ve tüm AB üyeleri, olmazsa Euro Bölgesi ülkeleri yeni sözleşmeye uymalı. Karşı çıkan ülkeler olursa, güle güle…”
x
Başka çare yok, diyorlar.
Örnekse, Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe… Fransız bakan şöyle diyor:
“Avrupa varoluşsal bir krizin içinde.”
Özetle…
Büyük bir cerrahi müdahalede bulunmadan kurtuluş olanağı göremiyorlar.
Helmuth Schmidt’in uyarısı
Eski başbakanlardan sosyal demokrat Schmidt, Merkel’e uyarıda bulundu.
Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) Berlin’de toplanan büyük kongresinde açılış konuşmasını yapan 92 yaşındaki Helmuth Schmidt, Başbakan Merkel’in ekonomik krize karşı gösterdiği tepkileri sert bir dille eleştirirken şöyle konuştu:
“Almanya’nın, Avrupa Birliği içinde önder rol üstlenmesi, diğer Birlik ülkelerinin tepkisini çekebilir. Bu durumda da AB’nin bütünlüğü bozulabilir.
Avrupa’nın düşüşünün devam etmesi halinde de, dünyanın Washington ve Pekin’den oluşan iki kutuplu yapıya dönüşmesi kaçınılmaz olur.”
Bir: Schmidt haklı olabilir. En başta da, Sarkozy sonrası Fransa, Schmidt’i haklı çıkarabilir.
İki: ABD ile Çin’in Asya-Pasifik’teki egemenlik yarışı, iki kutuplu dünyanın habercisi oldu zaten.
Batı’nın Petrol ambargosu İran’ı etkilemez
ABD, Doğu Asya’daki yakın müttefiki Güney Kore’den, İran’a yönelik petrol ambargosu kararına katılımını istemiş.
İran’dan petrokimya ürünleri satın alıyormuş Güney Koreli sanayiciler.
Washington “Almayın…” demiş, “Almayın ki, Tahran yönetimi ambargonun etkisini hissetsin.”
Avrupa’da da İspanya, Yunanistan ve İtalya’nın petrol ihtiyacı İran’dan karşılanıyormuş.
Brüksel de onlara dayatmış.
Ancak AB ülkeleri arasında görüş birliği sağlanamamış.
Aslında ne ABD’nin, ne de AB’nin bu yöndeki çabaları Tahran üzerinde etkili olabilir.
Çünkü İran, petrol ihracatının büyük bölümünü Çin ile Hindistan’a yapıyor.
Batılılar isteseler de İran’dan ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda petrol alamazlar.
Çünkü hızla büyüyen Çin ve Hindistan’a, tek başına İran petrolü de yetmez.
Peki, o zaman, İran ekonomisine yönelik “yaptırımlar” ne işe yarayacak?
Gösterişten, egemenlik taslamaktan başka hiçbir işe yaramayacak.
Tersine, petrol fiyatlarının daha da yükselmesine yol açacak.
Engin Özpınar
Olay Gazetesi Köşe Yazarı
Yazarın tüm yazıları için tıklayın. / Yazara E-Posta atamak için tıklayın.