22.06.2012, saat 14:45’te Türk Silahlı Kuvvetleri, web sitesinde bir bilgi notu yayınladı ve F-4 tipi bir savaş uçağıyla iletişimin koptuğunu duyurdu. Bilgi notunu 15 dakika içinde fark eden tüm televizyon kanalları haberi son dakika gelişmesi olarak verdi.
Bu aşamada elimizdeki tek bilgi, 10.30’da Malatya/Erhaç Meydanından kalkış yapan bir askeri uçakla saat 11.58’de Hatay ili güneybatısında deniz üzerinde radar ve telsiz temasının kesildiğiydi.
Türk Silahlı Kuvvetleri, derhal pilotları arama çalışmalarının başlandığını duyururken biz gazeteciler de olayın detaylarını araştırmaya başladık.
Olayın “Hatay ili güneybatısı”nda gerçekleşmiş olması işin boyutunu değiştiriyordu. Aklıma ilk gelen, uçağın Suriye ordusu ya da Akdeniz’deki Rus savaş gemileri tarafından vurulmuş olabileceğiydi ama kendi kendime “Yok artık…” dedim. Çünkü durum böyle ise bu haber Türkiye’nin değil dünyanın gündemini değiştirirdi…
Uçağın Suriye sınırına 8 mil mesafede düştüğü bildirilince bunun bir saldırı olabileceğine ikna olmaya başladım. Twitter’da “Doğruysa olayın boyutu değişir ve Türkiye-Suriye gerilimi tırmanır” dedim ve çok sayıda tepki aldım. Kimi gazeteciler bunun mümkün olamayacağını ve durumu abarttığımı öne sürerek beni eleştirdiler. Ancak zamanla benim öngörümün doğru olduğunu hep beraber gördük.
Türk medyası uçağın düşürülmüş olabileceği ihtimalini görmezden gelmeye devam ederken, İngilizce de yayın yapan Arap sitelerini izlemeye başladım. Farsça ve Arapça yayın yapan siteleri de çeviri programları aracılığıyla izliyordum. Kısa sürede, tahmin ettiğim gibi uçağın teknik bir arza nedeniyle değil vurularak düşürüldüğüne dair haberler akmaya başladı. Arap ve Rus siteleri Suriye hava sahasına giren iki “yabancı ” uçağın vurulduğunu, birisinin düştüğünü duyurdu. “Yabancı” uçağın Türk uçağı olduğunu anlamak için fazla zeki olmaya gerek yoktu!
Bu noktada NTV ve CNN Türk gibi haber kanallarınının uçakların vurulmuş olabileceğini en azından “iddia” olarak izleyicileriyle paylaşmasını beklerdim ancak böyle olmadı. Her iki kanal ve ait oldukları medya grupları haberi görmezden geldi. Diğer televizyonlar ise şarkı, türkü yayınlamaya devam ediyorlardı.
Türk halkı, kendi savaş uçaklarının başka bir ülkenin hava savunma sistemi tarafından vurulduğunu tüm dünyadan saatler sonra öğrenebildi. Reuters’ın bu haberi tüm dünyaya duyurmasına rağmen NTV ve CNN Türk haberi bir iddia olarak bile vermedi. Türk halkı gerçeği saatler sonra öğrenebilirken, Türk medyası Uludere’nin ardından bir kez daha sınıfta kaldı!..
Kamil Eryazar
26/06/2012 at 10:20
Türk Medyası Suriye Krizi’nde sınıfta kalmadı! Çünkü çok daha önceden okuldan atılmıştı!
22 Haziran öğleden sonra, Reuters, BBC, Russia Today ve SKY News’e dayanarak, “bir Türk jetinin Suriye tarafından düşürüldüğünü ve pilotların esir alınmış olabileceğini” Türkiye’de ilk kez HaberTürk ile aynı anda Twitter’da duyurdum. Gün boyu da gelişmeleri dakika dakika paylaştım. Çok sevgili medyamız bunu görmediler de; Hürriyet Ankara Büro Şefi Metehan Demir’in “pilotlar sağ olarak kurtarıldı” haberinin üzerine atladılar! Dedim ki, ‘yapmayın, etmeyin’ “henüz hiçbir resmi açıklama yokken, başkaca hiçbir kaynak tarafından doğrulanmazken, sadece bir gazeteciye dayanarak, nasıl kesinmiş gibi ‘haberleştirirsiniz’? Hürriyet.com.tr, akşam saatlerinde haberi geri çekti! “Kopyala+yapıştır” masabaşı internet habercileri yine yaş tahtaya bastılar! Türkiye’de gazetecilik, habercilik ne yazık ki can çekişiyor!.. (Sevgili Haluk Şahin’in kulakları çınlasın) Bu arada, Suriye’de düşürülen uçakla ilgili hâlâ daha çok çelişkili bilgiler ve bundan daha fazla da ‘bilinmeyenler’ var!