ABD'nin NATO Retoriği
Connect with us

ABD

ABD’nin NATO Retoriği

Yayınlandı

on

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü(NATO), Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği(SSCB) tarafından oluşturulan tehdit karşısında kurulmuş olmakla birlikte caydırıcı güçlü bir ittifak oluşturarak Avrupa’da militarizm yeniden canlanmasına engel olmak ve Avrupa siyasi entegrasyonu teşvik etmekti. SSCB tarafından destekli Çekoslovakya Komünist Partisi demokratik yollarla seçilmiş hükümeti devirince 4 Nisan 1949 tarihinde NATO kuruldu.1 Varşova Paktı’nın dağılmasıyla NATO varlığının sorgulanması başladı. Amerika Birleşik Devletleri açısından NATO’nun işlevinin sona ermesi Avrupa – Atlantik ittifakının zayıflaması, ABD’nin Avrupa üzerindeki etkisini yitirmesi ve hayati çıkarlarının söz konusu olduğu ve önemli müttefiklerinin bulunduğu bölgelere müdahalede önemli bir askeri ve siyasi destekten yoksun kalması anlamına geliyordu. NATO, 19 Kasım 2010 tarihinde gerçekleşen Lizbon Zirvesinde değişen koşullara rağmen kendi varlığını devam ettirebilmek için bir takım yeni tehdit algılamaları üzerinde durmuştu. Fakat NATO’nun kurulmasına yol açan SSCB’den kaynaklanan tehdit kadar inandırıcı değildir.2

11 Eylül 2001 terör saldırıları sonrası Afganistan’a düzenlenen “Sonsuz Özgürlük Operasyonu” ABD’nin savunmasının Afganistan’dan başladığı düşüncesini içermekle birlike NATO’nun Soğuk Savaş dönemi sonrası varlığını sürdürmesi gerekliliği güçlenmiştir. ABD’nin Afganistan’da uyguladığı stratejinin başarısı bölge ülkelerinin tam desteğini gerektirmektedir. Bunun üzerinde ABD’nin Chicago kentinde 20-21 Mayıs 2012 tarihinde yapılacak NATO zirvesine Afganistan’ın son durumu ile ilgili olarak teröre ve Taliban’a gizlice destek vermekle suçladığı Pakistan’ı davet etmesi ABD’nin pragmatik yanını ortaka koymaktadır.3 ABD Afganistan’da yeniden Taliban döneminde olduğu gibi Pakistan’ın etkisinin artacağını düşünmekte İslamabad yönetiminin NATO ikmal yollarının yeniden açılmasının gündeme geldiği sırada Pakistan ile sorunların çözülmeye çalışılması dikkat çekici bir durumdur. ABD ile Pakistan arasındaki karşılıklı bağımlılık Afganistan’daki faaliyetlerde önem kazanmaktadır. Pakistan’ın Afganistan ile olan sınırını kontrol edebilmesi zor olduğundan dolayı buradaki güvenliğin sağlanması için Afganistan Pakistan sınırının her iki tarafında etkili olacak bir stratejiye ihtiyaçın duyulması gerekmekte bu stratejinin hayata geçirilememesi burada güç boşluğunun ortaya çıkarak çatışmaların daha artmasına ve istikarara engel olacak olayların ortaya çıkmasına neden olabilir.

Afganistan’ın güvenliği kapsamında Pakistan’ın durumu gittikçe önem kazanmaktadır. Pakistan’ın bölge coğrafyasındaki istikrarı önemlidir. Çünkü Taliban Pakistan’da etkisini sürdürmektedir. Pakistan’ın istikrarı hem ülke hem de bölge güvenliği açısından önem arz etmektedir. Afganistan – Pakistan sınırının geçirgenliği, Taliban’ın her iki bölgede de faaliyet göstermesine imkân yaratmaktadır. Ayrıca Pakistan’ın nükleer silaha sahip bir ülke olması ve nükleer kabiliyetin devlet kontrolünde kalmasına özen gösterilmesi de dikkate değer bir konu olarak görülmektedir. ABD’nin konunun ciddiyetine yeni Afganistan Stratejisinde Pakistan’a da yer vermesinden ve Pakistan ile etkili bir ortaklık kurulmasına değinmesinden anlaşılmaktadır.4

Genel olarak bakıldığında, ABD Afganistan üzerindeki çıkarlarını korumak için Pakistan’ın bölgedeki çıkarlarını korumak bölge stratejisinin en güçlü ayağını oluşturmaktadır. Bu amaç doğrultusunda Pakistan’ın ABD’den aldığı siyasi ve ekonomik destek hayati öneme sahiptir. ABD İslamabad üzerinden Afganistan’daki stratejik derinliğini korumaya çalışıyor olması ve Afganistan’da kendisiyle yakın bir stratejik vizyona sahip bir yönetimin başa gelmesi ABD çıkarları içinde önem arzetmektedir. Diğer yandan ise İslamabad, Afganistan’ın iç meselelerinde atılan her adımda etkisini hissettiriyor ve bunun doğal sonucu olarak çıkan her karışıklıkta ABD Pakistan gerginliği ortaya çıkıyor.5

Pakistan Afganistan’a yönelik olarak ABD’nin öncülüğünde ortaya atılan uzlaşma, entegrasyon ve inşa politikalarının destekçisi olmasına rağmen Pakistan, iç ekonomik ve siyasi sorunlarla boğuşan Afganistan’ı bölgede kendi stratejik çıkarlarını izleyebilmek ve kendi politikalarını uygulayabilmek için bir periferi devlet olarak görmesi ABD ile ikili ilişkilerin gerilmesine neden oluyor. Bu durumda ABD ve NATO’nun Afganistan’da yürüttükleri terörle mücadelede, Pakistan’ın ne derece işbirliği yaptığı sorgulanmaya başlıyor.6

2Tayyar Arı, “Nato Üyeliği’nin Somut Yararı ve Lizbon Zirvesinin Hatırlattıkları”, Usak, 2010.

4Kamer Kasım, “Türkiye – ABD Afganistan”, Cilt 2, Sayı 13, Setav, 2012.

5Arzu Turgut, “ABD’nin Afganistan’daki Günah Keçisi Pakistan”, Usak, 2012.

6Kamer Kasım, “ Bin Ladin’in Öldürülmesinin ABD’deki Yansımaları”, Usak, 2012.

Devamını Oku
Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Copyright © 2022 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır. İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.