Çin'i Dengelemek ve Çevrelemek
Connect with us

Asya Pasifik

Çin'i Dengelemek ve Çevrelemek

Yayınlandı

on

Amerika Birleşik Devletleri, 21. yüzyılda dünya ekonomisinin merkezi haline gelmesi beklenen Asya’daki çıkarlarının önemli olduğunu Irak sürecinden sonra yeni yeni farketmeye başlamıştır. Çin Halk Cumhuriyeti’nin son dönemdeki büyük ekonomik gelişmesi ve ordusunu modernleştirmesi, Çin’in bölge ülkeleri ve ABD için bir tehdit haline gelme potansiyelini ortaya çıkarmıştır. Bu bölgenin ve dünyanın yükselen gücü olan ÇHC, Asya’da ABD’nin en önemli rakibi olarak görülmektedir. ABD, ÇHC ile bölgede rekabet içinde bulunan ve son dönemde Güney Çin Denizindeki anlaşmazlıklara konu olan Vietnam ve Filipinler ile ilişkilerini geliştirerek, bölgesel angajmanı arttırarak ve askeri olarak da bölgede bulunarak ÇHC’yi dengelemek istemektedir.1

ABD bu yılın başında güvenlik ağırlığını Asya-Pasifiğe kaydırmayı planladığını açıklaması bazı bölge ülkeleri tarafından memnuniyetle karşılanırken ÇHC’de kaygı uyandırmaktadır. ABD’nin Avustralya’ya askerî birliklerini yerleştirmesi Asya-Pasifik bölgesindeki askerî varlığını artırmak için başka bir girişimdir. ABD bölgedeki askeri tatbikatların Asya’daki varlığını güçlendirdiğini bir gösterge olarak açıklarken deniz gücünü arttıran ÇHC de ABD’nin Asya’ya yönelme ve askeri ittifaklarını güçlendirme çabalarına karşı stratejik ağırlığını arttırmak istiyor.2

George W. Bush dönemi ile Barack Obama dönemi ABD dış politikasını karşılaştırdığımızda Bush döneminin terörle mücadele sırasında Çin’in yükselişini öngöremediği ve ABD’nin Irak işgali sırasında ÇHC’nin ekonomik ve askeri olarak ilerleme kaybetmesini önemsemediği için Obama döneminin bu yanlışı düzeltmek için Asya-Pasifiğe yöneldiği görülmektedir. Bush döneminde dış politikasında ilgili ülkeyi çevreleme ve işgal şeklinde seyrederken yani sert gücün son haddine kadar kullanıldığı görülmüştür. Obama dönemiyle ise çevreleme ve işbirliğiyle yumuşak gücün daha ön plana çıktığı görülmektedir. Obama’nın son Asya gezisi ABD’nin zayıflaması olarak görülmemelidir. ABD artık sert güç ile değil, geçmişte ABD’yi güçlü olmasını sağlamış, yumuşak güç olarak tanımlanan ikna ve çekicilik gücünü tekrar devreye sokmaktadır. Obama dönemi ile ÇHC’ye karşı olan güç ve hegemonya kavramları değişmiştir.3

ÇHC ile ABD arasında bölgesel sorunlarda önem arz etmektedir. Bu anlamda en önemli bölgesel sorun Tayvan bölgesidir. Uzun yıllardır devam eden bu sorunda bazı dönemlerde anlaşmaya varılsa da kalıcı bir çözüm bulunamamıştır. Tayvan konusundaki bu sorun Sovyetlerin ÇHC’ye destek vermesine karşılık ABD’nin Tayvan’a bağımsızlığı yönünde destek vermesi ile başlamıştır. ABD’nin iki Çin söylemine ÇHC tek otoritenin kendisi olduğunu belirterek karşılık vermiştir. Buna rağmen 1954 yılında ABD ile Tayvan arasında karşılıklı Güvenlik Anlaşması imzalanmıştır. Fakat ABD-ÇHC diplomatik ilişkileri başlayıp Şanghay Bildirisi imzalandıktan sonra ABD’nin Tayvan’a tutumu değişmiştir. ABD, ÇHC’nin tek yasal hükümet olduğunu ve Tayvan’ın onun bir parçası olduğunu kabul eden bildirge imzalamıştır. İlişkiler Reagan yönetiminde Tayvan’a yapılan askeri destekler nedeni ile yeniden olumsuz bir hal almıştır. 1995 yılında ABD ile ÇHC bu konuda henüz bir ortak yol bulamamış ve sorunu göz ardı ederek ilişkilerin devam ettirilmesine karar vermişlerdir. 1997 yılında ABD Başkanı Bill Clinton tek Çin politikasını benimsediklerini açıklamasına rağmen ABD’nin silah desteği ile Tayvan’ı güçlendirmek istemesi ve Tayvan, Güney Kore gibi ülkelerle ÇHC’yi çevrelemek istemesi Tayvan’ın bağımsızlığını her zaman savunması durumunu ortaya çıkarmıştır.4

Rusya’nın eski SSCB bölgesinde tekrardan egemenlik kurma isteği, ABD’nin küresel egemenlik çabaları Çin’in Asya’da unutulmasına neden olmuştur. Soğuk Savaş sonrası şekillenen uluslararası konjoktür en çok Çin’e yaramıştır. Çin’in ekonomik büyümesine dayanarak askerî modernizasyonuna hız vermesini sağlamış ve ekonomik gücü ile siyasî güç de kazanmıştır. 30 yıl zarfında Çin’e ciddi bir şekilde karşı koyan güç veya güçler olmamıştır. Çin artık yükselmekte olan bir güç olarak kabul edilmiş durumdadır.5

Yücel Yılmaz

Uludağ Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü

Yazarın tüm yazıları için tıklayın. Yazara E-Posta atmak için tıklayın.

1Giray FİDAN, Doğu Asya’da Çin ABD Rekabeti, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, 2011.

http://www.21yyte.org/tr/pdf6378-Dogu_Asyada_Cin_ABD_Rekabeti.pdf (e.t. 20.07.2012)

4Emine AKÇADAĞ, Yükselen Güç Çin’in Dünden Bugüne Dış Politika Analizi, 2010.

http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=1678:yuekselen-guec-cinin-duenden-buguene-d-politika-analizi-&catid=173:analizler-uzakdogu (e.t. 20.07.2012)

5Bkz. Zbigniew Brzezinski, Stratejik Vizyon, İstanbul: Timaş Yayınları, 2012, ss. 95-135.

Devamını Oku
Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Copyright © 2022 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır. İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.