Londra ve Paris’in Ortadoğu Nostaljisi
Connect with us

Avrupa

Londra ve Paris’in Ortadoğu Nostaljisi

Yayınlandı

on

İki imparatorluk eskisi İngiltere ve Fransa…
İkisi birden Ortadoğu’da eski günlerini arıyor.
Neydi o günler öyle…
Onlardan habersiz kuş uçmazdı bölgede.
Şimdi ABD’nin yedek gücü konumundalar.
Üstelik Rusya ve Çin’e de eyvallah demek zorundalar.
Doğaldır ki bu durum gücüne gidiyor ikisinin de.
İyi de… İsyancıların ağır silahlarla donatılmasını istemek, siz yapmazsanız biz yaparız demek, alay konusu oldu daha ilk günde.
Hele bir de Rusya eleştirilince… Brüksel’deki AB zirvesinde yapayalnız kalıverdi iki ülke.
Almanya’nın başını çektiği büyük grup ağırlığını koydu zirvede ve Suriye’ye silah ambargosunu kaldıracak bir uzlaşma sağlanamadı bu nedenle.

***

İngiltere Başbakanı David Cameron ile Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande bu durumda ne yapacaklar?
Suriye muhalefeti merakla bekliyor. Çünkü iki lider de çok atıp tuttu; “AB ambargoyu kaldırmazsa, biz kendi olanaklarımızla muhalifleri silahlandıracağız” filan dedi.
Tabii bu sözler El Kaide ile diğer radikal örgütlerin umudu oldu.
İngiltere ile Fransa’dan bombalar, roketler gelecek diye sevinç içindeler şimdi.
Hadi bakalım, yapsınlar dediklerini.
BM kararlarını, uluslararası hukuku çiğneyerek yapsınlar…
AB’yi, Rusya’yı, Çin’i karşılarına almak pahasına silahlandırsınlar Suriye’deki teröristleri…

***

Sahi ABD ne diyor bu işe? En son muhalefetin Esad’la görüşmelere başlamasını istemişti. Hem de acilen…
Yoksa İngiltere-Fransa’nın asıl tepkisi Rusya-ABD’ye mi?
Ortadoğu’da biz de varız mı, demek istiyorlar?
Gerçi İngiliz ve Fransız istihbaratı, iki yıl önce 15 Mart’ta hükümet karşıtı gösterilerin başlamasından bu yana, Suriye’de cirit atıyor.
Anlaşılan somut çıkar sağlayamadılar bu süre içinde.
Öyle Ürdün’de savaşçı eğitimiyle de olmuyor tabii.
Olacaksa Rusya’nınki gibi olmalı. İşte Rus savaş gemileri yine Tartus deniz üssünde.
ABD deseniz, Ortadoğu’nun her yerinde.
Fransa ile İngiltere kuduruyor bu manzara karşısında.
Ama çareleri yok, eski günleri özlemle anmaktan başka yapabilecekleri bir şey yok.
AB’yi çatlatabilirler, bölebilirler, ama o kadar.
Ne ki, böyle bir şeyi yanlarına bırakmazlar, bedelini de ödetirler.
Şu haberi Hollande’a okutmak gerek:
Bugüne kadar Suriye’deki iç savaştan kaçan Ermenilerden 6 bin kadarı Ermenistan’a sığınmış. Ve en büyük korkuları Suriye’nin “radikal İslamcıların” eline geçmesiymiş.
Bunları diyen kim? Amerika’nın Sesi’nin muhabiri James Brooks…
Brooks, Erivan’dan geçtiği haberde, “Ermeniler kendilerini bir din çatışmasının içinde görmekten ve göçe zorlanmaktan korkuyorlar” diyor.

***

Cameron’ı da uyarmalı AB…
Suriye sorunu Falkland Adaları sorunu gibi basit değil.
Adaya İngilizleri doldur, referandum yap, sonra da çık Falkland halkı beni istiyor diyerek kestirip at!
Arjantinli yeni Papa bile Falkland’ın ülkesine ait olduğunu vurgulayıp alnını karışladı senin.
“Referandum yapıldı ve sonuçta tüm dünya topluluğu ada vatandaşlarının kendi kaderlerini kendilerinin tayin ettiğini anladı” diye yineleyip dursan da, kimseyi inandıramazsın Mr. Cameron, demesi gerekiyor Brüksel’deki yöneticilerin…

***

Suriye sorunu AB’nin derdi olabiliyorsa Falkland niye olmasın…
İngiltere neresi, Arjantin yakınlarındaki Falkland Adaları neresi…
Haftaya Dublin’de AB Dışişleri Bakanları toplantısı var.
Fransa ile İngiltere, Suriye konusunda bastıracaklar.
Almanya cephesi de petrol ve doğalgaz yataklarının üzerindeki Falkland’ı sorsa, fena mı olur?

Devamını Oku
Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Copyright © 2022 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır. İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.