Türkiye doğu ve batı ülkeleri arasında köprü oluşturan bir konuma sahiptir. Bu vesileyle Türkiye elinde doğalgaz kaynağı bulundurmasa da Orta Asya, Kafkasya gibi bölgelerin doğal gazını ihtiyaç sahibi Avrupa’ya taşıma avantajına sahip bir ülke olduğu için transit ülke görevindedir. Ancak, bu durum yine de Türkiye’nin doğalgazının %70 ‘lik kısmını dışarıdan sağlama durumunu değiştirmemektedir.
Kafkasya, soğuk savaş döneminin sona ermesinden sonra uluslararası politikada etnik temelli çatışmalar ve enerji alanındaki rekabetle gündeme gelmiştir. Sovyetler Birliğinin dağılmasından önce başlayan sorunlar veya inişli çıkışlı siyasi ve ekonomik ilişkiler devlet yapılarının zayıf olmasından da beslenerek hala devam etmektedir. [1] Bu durum iki ülke ve diğer ülkeler arasındaki enerji ticaretinde faklı ve alternatif politikalar uygulamasını da beraberinde getiriyor.
Bu çerçevede; Türkiye ile Rusya Federasyonu arasında enerji ilişkileri, 1980 sonrası enerji alanında yapılan işbirliğiyle başlamıştır. 2003 yılında mavi akım anlaşması çerçevesinde Rusya’dan ilave doğal gaz alımının başlaması iki ülke arasındaki dış ticaret hacmini artırmıştır. Doğal gaz alımına ilişkin anlaşmalarda yer alan projelerin tam kapasite ile hayata geçirilmesi durumunda Türkiye’nin ithal ettiği doğal gazın %43’ü Rusya tarafından karşılanacaktır. Mavi akım projesi, Türkiye ile Rusya arasındaki enerji alanında yapılan işbirliğinin en önemlisidir. Makı akım projesiyle 16 milyar m3 gazın Rusya’dan Türkiye’ye taşınması öngörülmektedir. [2]
Türkiye ile Rusya arasındaki ticaret hacminin yüksek olmasının nedenleri arasında hiç şüphesiz Rus enerji kaynaklarının büyük payı vardır.Rusya’dan doğal gaz ithal eden ülkeler arasında üçüncü sırada bulunan Türkiye’nin Rus doğal gazına olan bağımlılığı %60 civarındadır. Türkiye ile Rusya enerji alanında bugüne kadar özellikle Orta Asyada’ki enerji kaynaklarının uluslararası pazara ulaştırılması konusunda rekabet içerisindeydi. Bu rekabetin adı da Güney Akım- Nabucco rekabetidir. Ancak, Putin’in 2009 yılındaki ziyareti sırasında imzalalan anlaşma ve protokollerlerle, enerji alanında rekabetten ziyade işbirliğinin daha ağır basmaya başlayacağını işaret etmektedir.[3]
Türkiye 2009 yılında Rusya ile enerji alanında önemli anlaşmalar yapmıştır. Hem petrol hemde doğal gazda iki ülkenin yakınlaşmasının Kafkasya’daki “dondurulmuş çatışmaların” çözümüne katkısının olup olmayacağı ise tam anlamıyla henüz belli değildir.[4]
Bu husus, Türkiye’nin özellikle doğal gaz alanında Rusya’ya bağımlılığı tartışmalarına yol açıyor. Aslında bu durum bir noktaya kadar doğrudur. Enerji ticaretimiz tartışmasız olarak ikili ekonomik ilişkilerimizin temel unsurudur. Ancak; Rusya’dan ithal edilen gazın miktarı artmakla birlikte, Rusya’nın Türkiye’nin toplam doğal gaz ithalatı içindeki oranı düşüş gösteriyor. Bu durum Türkiye’nin İran ve diğer devletlerle enerji ilişkilerini geliştirdiğini ortaya koyuyor. Ayrıca, enerji alanındaki ilişkilerimizin sadece doğal gaza indirgenmemesi ve başta nükleer enerji olmak üzere diğer alanlardaki girişimlerin de dikkate alınması gerekiyor. Bu bağlamda, enerji alanında iş birliğimizin çeşitlenerek stratejik bir boyut kazandığını söylemek mümkündür. [5]
Türkiye-Rusya Turizm İlişkileri:
AKP Hükümetinin 60.hükümet programında; “2005 yılı verilerine göre ülkemiz, dünya genelinde en çok turist çeken ülkeler arasında dokuzuncu, turizmden en fazla gelir elde eden ülkeler arasında da sekizinci sırada yer almaktadır. Türkiye’nin dünya çapında bir marka olması hedefi doğrultusunda yeptığımız çalışmalar neticisinde, ülkemize gelen turist sayısında ve gelirlerimizde önemli artışlar olmuştur. 2006 yılında ülkemize gelen turist sayısı 19 milyona yükselirken, turizm gelirlirimiz yaklaşık 17 milyar dolar olmuştur. 2013 yılında ise, turizm gelirlerimizin 40 milyar dolara yaklaşmasını hedefliyoruz. “ şeklinde vurgu yapılmaktadır. [6]
Türkiye-Rusya arasındaki ekonomik ilişkilerin içerisinde sayabileceğimiz sektörlerden birisi de turizmdir. Türk turizm sektörünün Rusya pazarına yönelik hizmetlerinin 1990‘lı yıllardan itibaren geliştiğini söylemek mümkündür. Rusya’da faaliyet gösteren Türk turizm firmaları bu alanda etkin bir rol oynamıştır. Rusya pazarının dörte birinin Türk turizimcilerin elinde bulunduğunu söylemek abartılı bir yaklaşım olmaz. Türkiye’yi en çok ziyaret eden turistler arasında Rus turistleri, Almanlar ve İngilizlerden sonra üçüncü sırada gelmektedir.[7]
2001 yılında Rusya’dan ülkemize gelen turist sayısı 757.446 iken, 2002 yılında bu rakam 945.000 ulaşmıştır. 2002 yılında AB tarafından uygulamaya konan uçak gürültü limiti nedeniyle, ucuz Rus yolcu uçaklarının AB ülkelerine girişinin engellenmesi, Rus turistlerin Türkiye’yi tercih etmesine neden olmuştur.[8] Rus turistlerin Türkiye’yi tercih etme nedenlerinin başında ucuzluk gelmekle birlikte, Rusya pazarında hizmet veren firmalar arasındaki aşırı rekabette etkili olmaktadır.
Rusya Federasyonu vatandaşlarının Türkiye’yi ziyaret etme oranlarına bakıldığında, 2007’de 2.5 milyon, 2008 yılında 2 milyon 768 bin, 2009’da 3 milyonu aşan rakamlarla Türkiye’yi ziyaret eden turist sayısına ulaşarak Türkiye her geçen yıl daha fazla sayıda Rus turistine ev sahipliği yapmaktadır.Rusya, 2009’da Türkiye’yi ziyaret eden turist sayısı oranıyla Almanya’dan sonra 2.sırada yer almıştır. 2010 ‘da ise küresel krizden etkilenen Rusya, buna rağmen Türkiye’ye gelen turist sayısında artış göstermiştir.[9]Bu durum aşağıdaki taploda gösterilmiştir.
Yıl
|
Rusya Fedarasyonu Vatandaşlarının Türkiye’yi Ziyareti
|
2007
|
2.5 Milyon
|
2008
|
2 Milyon 768 Bin
|
2009
|
3 Milyon
|
TÜSİAD Başkanı Tuncay ÖZİLHAN; turizmde en büyük müşterimizin Rusya olduğunu, 2009-2012 yılları arasında ortlama 3.5 milyon civarında Rus turistin Türkiye’ye geldiğini ifade etmektedir.
Rusya Dışışleri Bakanlığı diplomasi akademisinde Türk-Rus Kültür Merkezi’nin katkıları ile düzenlenen “Rus-Türk İlişkilerinde Turizm “adlı konferansa katılmak üzere Moskova’ya giden Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul GÜNAY konferansta yaptığı konuşmada; turizmin esas önemli yönü barışa yaptığı katkıdır. İnsanlar birbirleri ile tanışıyor, kültürler kaynaşıyor. 21.yüzyılda en çok barışa ihtiyacımız var. Barışın kurucusu sektör olarak turizmin diğer sektörlerden çok daha fazla önem taşıdığını düşündüğünü, 2012’nin ilk 6 ayında Rusya’yı ziyaret eden vatandaşlarımızın sayısı geçen yılın aynı dönemine göre %24 artmış durumda olduğunu, bu amaçla yapılan seyahatlerin %46 arttığını, tuzim açısından en büyük yol arkadaşlarının birisinin Rusya olduğunu, şu an 3,5 milyon Rus turisti ülkerinde ağırladıklarını, “ vurgulamıştır.
Rusya Federal Turizm Ajansı Başkanı Radkov, “ Turistlerimiz Türkiye’de yüksek hizmet ve servis kalitesiyle karşılaşıyor, vizelerin kaldırılmasıyla iki ülke arasındaki turistik amaçlı ziyaretlerin artacağını vurgulayararak 2012 yılında Türkiye’den ülkelerine 240 bin turistin geldiğini “ söylemiştir.
22/01/2011 tarihinde Ukrayna’nın Başkenti KİEV’de “Türkiye ve Rusya Turizm yetkilileri arasında “Türkiye Rusya Turizm İlişkilerinde Dev Zirve” konulu toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda, Rusya’dan ülkemize gelen turist sayısında 2009 yılına göre 2010 yılında yüzde 15,3 oranında artış gerçekleştiği vurgulanmıştır. Yani 2009 yılında turizm amacıyla Türkiye’ye gelen Rus turist sayısı küresel ekonomik krize ragmen 2,7 milyon olarak gerçeklişmiş olup, 2010 yılında ise, 3,1 milyona ulaşmıştır. Türk turizm yetkilileri, Rusya’dan gelen turistlere alternatif olarak golf turizmi, kültür turizmi, sağlık turizmi, inanç turizmi gibi turizm türlerinin tanıtımına ağırlık verileceğini söylemişlerdir.
Türkiye- Rusya ekonomik ilişkileri çerçevesinde ticaret ilişkileri, turizm ve enerji ilişkilerini ele aldıktan sonra Türkiye ile Rusya Federasyonu arasında doğrudan yatırımlara veya müteahhit hizmetlerini de değinmekte yarar vardır.
.
ALİ KOPLAY
Turgut Özal Üniversitesi
.
NOT: Türkiye-Rusya İlişkileri başlıklı yazı dizimizin bir bölümünü okudunuz. Yazı dizisinin diğer bölümlerine ulaşmak için
tıklayınız.
[1] KASIM, Kamer “ Soğuk Savaş Sonrası Kafkasya” Usak yayınları, 2.baskı, Ankara-2011
[2] Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı, BOTAŞ İstatistiki verileri, 2003
[3] Orsam” Komşuluktan Stratejik İşbirliğine: Türk- Rus İlişkileri”, The Black Sea İnternational Rapor No: 3, Mayıs 2010
[4] KASIM, Kamer “ Soğuk Savaş Sonrası Kafkasya” Usak yayınları, 2.baskı, Ankara-2011
[5] SANBERK, Özdem “ Türkiye- Rusya İlişkileri: Hem Rekabet Hem Ortaklık” Analist Dergisi, Sayı:13, Mart 2012
[7] SELÇUK, Hasan, “ Türkiye- Rusya Ekonomik İlikileri” Tasam Yayınları- 2005
[8] T.C Turizm Bakanlığının 2003 yılı İstatsitiki verileri.
[9] EZGİN, Bahar “ Türkiye- Rusya İlişkileri: 2007-2010 ve ORSAM” Türkiye-Rusya İlişkileri” 25 Eylül 2010
Dora
31/03/2017 at 08:12
Check that off the list of things I was conefsud about.