Ülkemizde son dönemlerde yaşanan maden facialarının ardından medyada ve kamuoyunda sık sık iş sağlığı ve güvenliği mevzuatımızın eksikliği dile getirilmiştir. Bu eksikliklerin üzerine yüzlerce cana mal olmuş olması tabi tepkinin boyutunu da arttırmış vaziyettedir.
Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği üzerine mevzuat eksikliği ve işverenlerin de iş güvenliği noktasındaki eksiklikleri bu tür faciaların yaşanmasına göz yummaktadır.
Peki, ülkemizdeki mevzuatın katılaştırılması ya da işverenler üzerinde baskı aracı olarak kullanılması bu sorunu çözecek mi bunun da tartışılması gerekmektedir. Çünkü ülkemizde oturmayan güvenlik kültürünün mevzuatlar çerçevesinde ele alınması eksiklik olacaktır.
Bu bağlamda güvenlik kültürü, sendikal örgütlenme, eğitimler, bilgilendirme çalışmalarının mevzuatla desteklenmesi sonucunda ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği eksikliği kapatılmış olacaktır.
Madenler özelinde iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarına baktığımızda, 23.09.2014 tarihli Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğünün Başbakan Davutoğlu ve bakanlar kurulu imzalı Meclise gönderdiği yazıda İlo 176 Sayılı Madenlerde Sağlık ve Güvenlik Hakkında İLO Sözleşmesinin uygun bulunduğuna dair kanun tasarısı ve gerekçesiyle birlikte sunulmuştur.
Gerekçesinde sözleşmeyi imzalayan ülkelerin azlığından, istişare ağırlıklı bir sözleşme olmasından, yükümlülüklerimizin artmasından, ülkemizin jeolojik yapısının zorluğundan ve tehlikelerinden ve son olarak güvenlik kültüründen bahsedilmiş.
Sonuç kısmında ise “ maden sektörü çalışanlarının uluslararası bir güvence kazandırılması” amaçlandığından bahsedilmektedir.
176 Sayılı Sözleşme Nedir?
176 Sayılı “Maden İşyerlerinde Güvenlik ve Sağlık sözleşmesi 1995 yılında İlo genel kurulunda kabul edilmiştir. 1998 yılından bu yana yürürlükte olan maden işyerlerinde uluslararası standartları belirleyen bir sözleşmedir. ILO’ya üye 185 ülkenin 29’u bu sözleşmeyi imzalamıştır.
Maden işyerlerinde uluslararası asgari standartları belirleyen bu sözleşme ülkemizde 12.12.2014 tarihinde ülkemizde yürürlüğe girmiştir.
“176 sayılı Sözleşme genel anlamda; üye ülkelerin ulusal koşullar ve uygulamayı göz önünde bulundurarak ve en fazla temsil yetkisini haiz ilgili işçi ve işveren kuruluşları temsilcileriyle istişare etmek suretiyle, özellikle sözleşme hükümlerinde yer verilen önlemlere ilişkin olarak maden işyerlerinde güvenlik ve sağlığa ilişkin tutarlı politikalar oluşturulması ve bunların yürürlüğe konularak düzenli olarak gözden geçirilmesi yönünde taahhütte bulunmalarım gerektirmektedir.”
Sözleşme genel itibariyle ülkemizdeki İş sağlığı ve iş güvenliği mevzuatına artı bir yenilik katmadığını ve sözleşmede yer alan maddelerin tamamına yakını bizim mevzuatımızda da olduğunu görmekteyiz.
Ülkemiz mevzuatına yenilik getiren maddelerine baktığımızda genel olarak;
İşverenlerin ve İşçi ve Temsilcilerinin;
1-“işverenlerin madenin, işçilerin kendilerine verilen işleri kendilerinin ya da başkalarının güvenlik ve sağlığını tehlikeye atmadan yapabilecekleri şekilde faaliyete başlatılması, işletilmesi, sürdürülmesi ve faaliyetinin durdurulması”
2- “işyerinde yaralanan ya da hastalanan işçilere ilk yardım ve bu işçilerin işyerinden uygun bir sağlık kuruluşuna naklini sağlaması.
3-“yeraltında bulunan kişilerin adlarının ve olası mahallerinin herhangi bir anda doğru olarak bilinmesini sağlayacak bir sistemin oluşturulması;”
4-“kendi güvenliklerini ya da sağlıklarını etkileyebilecek işyeri tehlikelerini bilmek ve bu konularda bilgilendirilmesi;”
5-Sözleşmeyle işverenler kazaları önlemek için her türlü önlemi alma, işçileri bilgilendirme ve eğitme yükümlülüğü altında olması
6-İşverenler riski kaynağında bertaraf etmek, güvenli çalışma sistemleri tasarlamak, kaza riskleriyle ilgili işçileri bilgilendirmek ve kaza olduğunda gerekli tıbbi yardıma ulaşmalarını sağlamak zorunda olması
7-İşverenler sözleşmeyle kaza sonrasındaki sağlık ve kurtarma etkinliklerinin kalitesinden de sorumlu hale gelmesi
8-Sözleşme, hükümetlere teknik kılavuzların hazırlanması, denetimlerin düzenlenmesi, denetimlere ilişkin gerekli yasal düzenlemelerin sağlaması ve kazaların etkili soruşturulması gibi yükümlülüklerin yerine getirilmesi
9-İşçilerin ve temsilcilerininse kazaları, riskli durumları bildirmek, güvenlik ve sağlıklarına ilişkin koşullara dair bilgi edinmek, güvenlik ve sağlık önlemlerinin karar süreçlerine katılmak;
Gibi konularda yükümlülükler getirmektedir. Bu konuda ülkemiz mevzuatında amir bir hükme rastlanmamıştır. 176 sayılı sözleşmenin kabaca yukarıdaki maddelerde yenilik getirdiğini söyleyebiliriz.
Sonuç olarak;
İlo sözleşmeleri genel olarak çerçeve sözleşmeler olup; sadece işçiyi koruyan sözleşmeler değildir. Bu sözleşmeler ülke mevzuatına atıflarda bulunarak uluslararası bir standart getiren sözleşmelerdir.
Bu sözleşmenin imzalanmasının ardında ülkemizdeki maden kazalarının sıfıra indirgenmesinin beklenmesi hayalî olacaktır. Bu sözleşmeler ülke mevzuatlarının hazırlanması, yerine getirilmesi ve denetimi noktasında birer yol gösterici sözleşmelerdir.
Ayrıca bu sözleşmeyi imzalamayan birçok Avrupa ülkesinde maden kazalarının yaşanmadığını görmekteyiz. Bu sözleşmenin imzalanması ülkemiz için yerinde bir karardır ancak bu sözleşme maddelerini uygulayarak sorun çözmek yerine ülkemizde eksikliğini birçok kez gördüğümüz güvenlik kültürünün oturtulması yönünde adımlar atılması daha yerinde olacaktır.
Sözleşmenin kuvvetli ve yaptırımlı olması sorunun kaynağının çözülmesine yardımcı olur ancak sorunu tümden ortadan kaldırmayacaktır.
Sorunun ortadan kaldırılması ise; ancak zihniyet değişikliğinde yatmaktadır. İşverenin, işçinin ve hükümetin güvenlik kültürü bağlamında ortak bir toplumsal uzlaşması ve yasal mevzuat desteklemesiyle olacaktır.
Kanunun tam metine ve gerekçe kısmına ulaşmak için; http://mevzuat.tbmm.gov.tr/mevzuat/faces/maddedetaylari?psira=120213&_afrWindowMode=0&_afrLoop=3214890898873231&_adf.ctrl-state=ma2z2ghfg_14