Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turuna iki haftalık bir süre kalırken ülke genelinde “radikal İslamcılara” karşı operasyonlar yoğunluk kazandı. Aralarında bir Türk vatandaşı imamın da bulunduğu bir grup göçmen sınır dışı edildi, başka bir grup ise “terör zanlısı” iddiasıyla tutuklandı. Ülkedeki tüm televizyon kanalları da operasyonları polisin baskın düzenlediği yerlerden yaptığı canlı yayınlarla ekrana getirdi.
Görüntülerin ardından da Sarkozy çıkıp nutuk attı: “Fransız değerleriyle bağdaşmayan, nefret saçan söylem ve ideolojilere karşı artık ‘sıfır tolerans’ göstereceğiz. Önümüzdeki haftalarda da bu yöndeki sistematik çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Halkımızın güvenliği bizim için her şeyden daha önemlidir.”
****
Ne ki, operasyonlardan yansıyan ciddi bir sonuç yok. Tutuklananlar ve sınır dışı edilenlerin somut olarak neyle suçlandıkları bilinmiyor. Bu bir siyasi şov mu, Sarkozy’nin reklamı mı? Sosyalist muhalefet “reklam” diyor, “şov” diyor… İşin kötüsü yargıyı da polisin yönlendirdiğine ilişkin iddialar var.
****
Tabii Fransa Uganda değil. Günü geldiğinde Sarkozy’den hesap sorulacaktır elbette. Üstelik Muhammed Merah olayı da dallanıp budaklanmaya başlamışken.
Evet…
Meğer, Merah öldürülmeden önce “masum olduğunu” söylemiş. Euronews’un haberine göre iki video kaydı varmış, kanıt olarak. Baba Merah’ın avukatı açıklamış: Operasyon sırasında çekildiği anlaşılan videolardan birinde Merah, güvenlik güçlerine “Neden bana ateş ediyorsunuz, ben masumum. Bana ihanet ettiniz” diye bağırıyormuş.
****
Sarkozy, kesinlikle bu iddiadan rahatsızlık duyacak ve gürültüye getirmek isteyecektir. Göstermelik operasyonlar bu nedenle düzenleniyor olmasın? Yapar mı yapar! Eski Cumhurbaşkanı Chirac’ın şu sözleri hiç kuşku bırakmıyor onun pervasızlığı konusunda: “Ben hayatımda Sarkozy’den daha büyük bir şeytan tanımadım. Kimse ondan daha şeytan olamaz! Kimse!”
****
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunun tarihi 22 Nisan. Anketlerde hâlâ önde görünen sosyalist aday Hollande’a karşı son kozlarını oynuyor Sarkozy. Yani, her şey beklenebilir. Ama her şeyin de bedeli vardır tabii…
Çin’e dört bir taraftan ABD kuşatması
Washington, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan ve Türkmenistan’da kalıcı üsler sağlamaya çalışırken, Avustralya’daki üssünü devreye soktu. Anlaşması geçen yıl yapılan Darwin üssünde konuşlandırılacak Amerikan deniz piyadelerinin ilk bölümü göreve başladı. Anlaşmaya göre üssü, Amerikan jetleri ve uzun menzilli bombardıman uçakları da kullanabilecek. Amerika’nın Sesi’ndeki habere göre Avustralya hükümeti, Çin’i izleyebilecek çok uzun menzilli Amerikan casus uçaklarının iniş ve kalkışına da izin verdi. Tabii Çin kuşkulu. Ve Rusya da… Her iki ülke de, ABD’nin Asya’da oluşturmaya çalıştığı askeri üs ağına karşı çıkıyor. Ancak diğer taraftan da Washington bastırıyor. Asya merkezindeki ülkeler, şimdilik Rusya ve Çin tarafından ikna edilmiş durumda.
