2000’li yılların başlarında Türkiye’nin iç durumundan bahsetmek gerekirse, yeni Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer olmuştur. Türkiye bu dönemde dış politikasına çok önem verememiştir, dikkatler iç meselelere çekilmiştir. Reformların tamamlanması amaçlı kanun hükmünde kararnameler, Köşk tarafından olumlu karşılanmamış, hepsi geri çevrilmiş, ülke yeniden bir siyasi kriz ortamına girmiştir.
19 Şubat 2001’de, ekonomik kriz yaşanmıştır. Amerika’da yaşanan 11 Eylül olayları ise, Türkiye ilgisini ister istemez dış sorunlara yöneltmiştir. Türkiye 11 Eylül saldırıları karşısında olaya tepkisiz kalmamış, ABD’ye olaydan duyduğu üzüntüyü, paylaştığı acıyı, bildirerek, terörü lanetlemiştir.
“BM-Güvenlik Konseyi’nin 1368 ve 1373 sayılı kararları ile NATO-Antlaşması’nın 5.Maddesi’ne göre tertiplenen Irak’a operasyon için, ABD, 21 Eylül 2001 tarihinde, Türkiye’den asker ve askeri üslerini kullanmayı istemiştir. Türkiye ise, operasyonda görev alan koalisyon uçaklarına, kendi hava sahasından geçiş ve bunun yanında iniş kalkış için ‘blanket’ izni vermiştir. Türkiye, ABD’nin harekât merkezi olan CENTCOM (Birleşik Devletler Merkez Komutanlık) karargâhına asker göndermek suretiyle de bu koalisyonu desteklemiştir. ABD, resmen 2 Ekim 2001’de Türkiye’den asker isteyince, Türkiye 20 Kasım 2001’de 90 bordo bereli özel kuvvet askerini göreve gönderdi. Ardından da, Afganistan Görev Gücü (ISAF)’nün komutasını, 20 Haziran 2002’den itibaren defalarca üstlendi.”[1]
Bu durumdan şunu anlamak gerekir ki, Türkiye’nin dış politikası 2002 yılından itibaren Irak konusu söz konusu olmuştur. ABD’nin Irak konusundaki kesin tavrı, olası operasyonlarının kaçınılmaz olması Türkiye’nin Irak’a komşu olmasından dolayı bu konuları kayıtsız kalması imkânsızdı. Ecevit hükümeti döneminde Türkiye, tek taraflı olarak kırmızı çizgilerini ortaya koymuştur. Türkiye’nin kırmızı çizgisinden bahsetmek gerekirse; Irak’ın toprak bütünlüğünün korunması, her şeye rağmen Irak’ın parçalanması durumunda ise, Musul ve Kerkük’ün olası Kürt bölgesi içinde kalmamasıdır.
Türkiye Amerika’nın destek çağrısına olumlu bakmadığı için, Amerikan yönetimi 9 Ağustos 2002 tarihinde, Kuzey Irak’taki Kürt grupların temsilcilerini Washington’da bir araya getirmiştir. Türkiye’den bazı somut taleplerde bulunmuştur:[2]
– Türkiye üzerinden kuzeyde bir cephe(nothern front) açılması,
– Bunun için, Türk topraklarının Amerikan kuvvetlerinin kullanımına açılması,
– Toplam 80.000 Amerikan askeri ve 250 savaş uçağının Türkiye’de konuşlandırılması,
– Türkiye’deki bazı havaalanı ve limanların ABD ve koalisyon güçlerinin kullanımına açılması,
– Kullanılacak tesislerin incelenmesi (site inspection) ve modernize edilmesi (site preparation).
Tüm bu talepler Ecevit Hükümeti tarafından tam olarak karşılanamamıştır. BM’de Irak Operasyonunu meşrulaştırmamıştır. ABD hükümeti, BM’nin kararını beklemeden, Irak’a savaş ilan etme yetkisi vermiştir.
[1] Göksel İşyar,”Karşılaştırmalı Dış Politikalar, Yöntemler, Modeller ve Örnekler”, Bursa: Dora Yayınevi, 2009, s. 672.
Elif Akın
Politik Akademi Yayın Yönetmeni, Uluslararası İlişkiler Uzmanı
Yazarın tüm yazıları için tıklayın. / Yazara E-Posta atmak için tıklayın.