Hem Afrika’da hem de Arap dünyasında iktidarda en uzun süre kalmayı başaran lider ünvanını taşıyan Albay Muammer Kaddafi’nin 42 yıllık iktidarı son buldu.
1942’de Sirte yakınlarında bir çölde doğan Muammer Kaddafi, Mısır lideri ve Arap Milliyetçisi Cemal Abdül Nasır’a hayranlık duyarak büyüdü. 1956’da Süveyş krizi sırasında İsrail aleyhtarı gösterilerde o da sokaklardaki eylemciler arasındaydı ve daha bir askeri lise öğrencisiyken kraliyeti devirme planları yapmaya başlamıştı.
Libya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Tarih Bölümü’nde öğrenim gören Kaddafi, daha sonra Bingazi’deki askeri akademiye girdi. Akademideki öğrenimini tamamladıktan sonra İngiltere’ye giderek askeri alanda uzmanlık eğitimi gördü.
1956’da antisiyonist hareketlere katılan Kaddafi, okul arkadaşlarıyla birlikte, ileride özgür subaylar hareketi adını alacak gizli bir örgüt kurdu. Bu gizli örgüte dayanarak, o sırada tedavi görmek üzere Türkiye’de bulunan Kral İdris’e karşı darbe yaptı ve İdris’i devirdi.
Albay rütbesi alarak silahlı kuvvetler komutanı olan Kaddafi, devrim komuta konseyi adına denetimi ele geçirip tüm anayasal kuruluşları feshetti ve tüm dünyaya İslam ilkelerine dayanan “yeşil sosyalizm” kuracağını açıkladı.
Cemal Abdülnasır’ı örnek alan Kaddafi, Mısır’da gerçekleştirilen reformları kendi ülkesinde de uygulamaya başladı. İngiliz askeri üstlerini ve birliklerini ülkeden çıkardı. Petrol şirketlerini ulusallaştırdı. İtalyan ve Yahudi azınlığın mal varlığına el koyarak onları göçe zorladı.
Uluslararası sisteme pek çok kez kafa tutan ve belki de bu nedenle pek çokları tarafından “dengesiz” olarak nitelendirilen Kaddafi, bu dönemde yapılan Kıbrıs Barış Harekatı’nda da Amerika Birleşik Devletleri’ne karşı çıkarak, Türkiye’nin yanında yer aldı.
Nasır’ın ölümünden sonra Arap dünyasında onun rolünü üstlenmeye çalışan Kaddafi, bu amaçla kimi Afrika ülkelerindeki Müslümanlara ve Arap ülkelerindeki sol eğilimli hareketlere destek oldu.
1970’li yıllarda yazdığı ‘yeşil kitap’ta siyasi görüşlerini ortaya koyan Libya lideri, burada İslam’ın bazı ilkelerini de barındıracak şekilde hem komünizm hem de kapitalizme alternatif bir yönetim anlayışı ortaya koymaya çalıştı.
1977 yılında devlet için ‘Cemahiriye’ yani kitlelerin devleti adını verdiği bir yapı oluşturan Kaddafi iktidarı binlerce halk komitesinin eline bıraktıysa da bu uygulama göstermelik kaldı.
Libya içerisinde birçok farlı politika izleyen Kaddafi, dış politikada da yine birçok farklı uygulamaya imza attı. Dış gezilerde kendisine lüks bir bedevi çadırı kurduran Libya lideri, yabancı devlet adamlarının Libya’ya ziyaretlerinde de yine bir çadır kurdurtuyordu.
Kaddafi’nin farklı kişiliği kıyafetlerine de yansıdı. Gösterişli giysilere düşkünlüğü ve çevresinden silahlı kadın korumaları eksik etmeme alışkanlığı pek çok kez dünya basınında yer aldı.
Kendisini her şeyin başında bir entelektüel olarak gördüğünü söyleyen Kaddafi’nin şaşırtıcı düzeyde felsefeye düşkün ve her şeyi ince ince düşünmeyi seven bir tabiatı olduğu söyleniyor.
Henüz 27 yaşındayken, ülkenin ilk ve tek kralı İdris’i kansız bir darbe ile devirerek iktidara gelen ve bugün 69 yaşında olan Kaddafi, Batı’nın desteklediği isyancılara karşı verdiği savaşı kaybetti.